Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12021 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 3125 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/04/2011NUMARASI : 2009/603-2011/196Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabul, kısmen reddine, ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davalı E.Ş.'a ait binanın tecavüzlü olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle hakkındaki davanın reddine, davalı H.T.'e ait bahçe duvarı ve C.Ş.'a ait binanın davacı taşınmazına taşkın olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle haklarındaki davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm yalnızca davalı C. tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 6113 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 25.7.1991 tarihli imar uygulaması ile davacılar ve dava dışı N. M. adına, 6113 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ise aynı imar uygulaması ile C., E.ve S. adlarına tescil edildiği, daha sonra satın alma ve hisse tevhidi yoluyla davalılar C. ve E.adına kaydedildiği, 9 sayılı parsel üzerinde davalılar C. ve E.'e ait ayrı ayrı yapıların bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, davalılar C. ve E.'e ait taşınmazdaki binaların kendi parseline taşkın olduğunu, davalı H.'ye ait taşınmazdaki bahçe duvarının da taşınmazına tecavüzlü olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz'ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus T.M.K.'nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Ne varki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın 1605 sayılı Yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş, bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece, bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır. Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir. Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş, imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle, yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur. Somut olaya gelince, mahkemece yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. O halde, öncelikle C.'in binasının taşkınlığının imar uygulaması sonucunda oluşup oluşmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, imar uygulaması ile oluştuğunun belirlenmesi ve davalının son imar uygulaması öncesinde kadastral veya imar parsellerinde mülkiyetten kaynaklanan veya kişisel bir hakkının bulunduğunun anlaşılması halinde 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca kaim bedele hak kazanacağının gözetilmesi ve belirlenecek kaim bedelin davalı tarafa ödenmesi bakımından mahkeme veznesine depo ettirilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik tahkikat ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.