MAHKEMESİ: EZİNE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ: 11/02/2009NUMARASI: 2000/97-2009/36Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakanı Eşi E.'nin çocuğu olmadığı için dava dışı A. evlat edindiğini, evlatlığı ile anlaşamayınca dava konusu taşınmazları muvazaalı olarak kardeşinin eşi olan davalıya temlik etiğini, taşınmazların maliki davalı görünse de , eşi ile birlikte tasarruf ettiklerini, 13.4.2000 tarihli vasiyetname ile de tüm taşınmazların kendisine vasiyet edildiğini ileri sürerek 1980/21-23-25-20-24 ve 22 sıra nolu tapu kayıtlarının revizyon gördüğü 13,902-903,1477,1828,426 ve 658 parsellerin tapularının iptali ile tescili isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, çekişmeli taşınmazların mirastan mal kaçırma amacıyla temlik edildiği gerekçesiyle tapuların iptali ile miras bırakanın mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, mirasbırakan E. K.'ın tapunun 1975 tarih 87, 89, 88, 86, 85 ve 84 numaralarında kayıtlı taşınmazlarını 1980 yılında satış suretiyle davalı Ş. K.'a temlik ettiği,anılan taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında 902, 903, 13, 426, 1477, 658, 1828 parsellere revizyon görerek kadastro tespitinin 28.3.1985 tarihinde davalı adına kesinleştiği anlaşılmaktadır.Davacı, miras bırakanın dava dışı evlatlığı A.'le olan problemleri nedeniyle anılan taşınmazları muvazaalı olarak kardeşinin eşi olan davalıya temlik ettiğini, davalının taşınmazları hiç tasarruf etmediğini 11.4.2000 tarih 1732 yevmiye nolu vasiyetname ile kendisine vasiyet edildiğini ileri sürerek iptal tescil istekli eldeki davayı açmıştır. 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yapılan soruşturma sonucu temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve bu olgu benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur.Öte yandan, miras bırakanın 13.4.2000 tarihinde vefat ettiği, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin murisin ölümünden önce kesinleştiği (28.3.1985 tarihinde) gözetildiğinde 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesinin uygulama yeri bulunmadığı, mirasçıların dava açma haklarının murisin ölümünden sonra doğduğu (TMK. 599 md.) ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davaların bir süreye bağlı olmaksızın açılabileceği gözetildiğinde, davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Tarafların öteki temyiz itirazlarınca gelince; Mirasbırakan E. K. G.'in 11.4.2000 tarih 1732 yevmiye nolu vasiyetname ile E. A.'deki taşınmazlarının tamamını eşi M.G.'e vasiyet ettiği, mirasçı M.K. tarafından,M. aleyhine açılan vasiyetnamenin iptaline ilişkin davanın (Ezine Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/287 esas-2003 219 karar) reddedilerek 2. Hukuk Dairesince onanmasından sonra 12.11.2003 tarihinde kararın kesinleştiği ve vasiyetnamenin geçerliliğini koruduğu sabittir.Diğer taraftan anılan taşınmazların muvazaalı temlik edildiği mahkemeninde kubulünde olup, bu durumda malın terekeden çıktığını söyleyebilme olanağı yoktur.O halde, davacının vasiyetnameye dayalı isteği yönünden de, vasiyetnamenin değerlendirme dışı bırakılamayacağı açıktır.Ne var ki, vasiyet alacaklısının bu isteğinin şahsi bir hak olduğu, bunu diğer mirasçılardan isteyebileceği (T.M.K.'nun 600 md) dikkate alındığında, tüm mirasçıların davada yer alması gerektiği ancak dava dışı mirasçının bulunduğu görülmektedir.Hal böyle olunca,öncelikle dava dışı mirasçının usulune uygun biçimde davada yer almasının sağlanması için davacıya önel verilmesi, taraf tescili sağlandıktan sonra vasiyetnamenin geçerli olduğu gözetilerek vasiyetnameye dayalı tapu iptal ve tescil isteği yönünden değerlendirme yapılarak bir hüküm kurulması gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere dava dışı mirasçı yönünden de hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,8.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.