Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12004 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 7949 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : SİNOP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/03/2012NUMARASI : 2011/473-2012/239Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 9 nolu parseldeki 4 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölüm ile 5, 6 ve 7 nolu dükkan niteliğindeki bağımsız bölümlere tarafların paydaş oldukları anlaşılmaktadır.Davacılar 4 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölüm ile 5 ve 6 nolu dükkan niteliğindeki bağımsız bölümleri bizzat davalının kullandığını, 7 nolu dükkan niteliğindeki bağımsız bölümü ise davalı C.'ın dava dışı M.'ye kiraya vermek suretiyle kullandırtarak muaraza yarattığını ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.Gerçekten de; 4 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümün davalı C.tarafından kullanıldığı belirlenerek elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Ancak çekişmeli bölümde davalının da paydaş olduğu gözetildiğinde davanın davacıların payı oranında kabul edilmesine karar verilmesi gerekirken mutlak elatmanın önlenmesine karar verilmesi isabetsizdir.Öte yandan; 7 nolu dükkan niteliğindeki bağımsız bölümü de davalı C..ın kiraya vermek suretiyle kullandırdığı sabittir.Yapılan kira aktinin davacı paydaşları bağlayabilmesi için Türk Medeni Kanununun 691. maddesi hükmü uyarınca pay ve paydaş çoğunluğunca gerçekleştirilmesi zorunludur.Oysa somut olayda yasanın öngördüğü koşulların bulunmadığı görülmektedir.Öyleyse davalı C.'ın kiraya vermek suretiyle muaraza yaratması doğru değil ise de M.'nin davacıların murisi A.ile davalı C.'ın kardeşi olduğu,A.'nin ölüm tarihinden önce ve sonrası M.'nin kullanmasına ses çıkartılmadığı dikkate alındığında kullanıma muvafakat edildiği şeklinde hadise değerlendirilmeli ve davalı M.'nin bu sebeple fuzuli şagil olmayacağı ve davalı C.'ın da M.'den kira bedeli adı altında bir bedel tahsil etmediği gözetilerek bu taşınmaz bakımından davalının ecrimisilden sorumlu tutulamayacağı düşünülmeli, ancak davalının kiraya verme şeklinde muaraza yaratması nedeniyle bu yöndeki muarazanın giderilmesine karar verilmesi icap etmektedir.Diğer taraftan, 5 ve 6 nolu dükkan niteliğindeki bağımsız bölümler yönünden davalının temyiz itirazlarına gelince;Davalı savunmasında, ....Otomotiv Ticaret ve İletişim Sanayi Limited Şirketinde davacılarla birlikte hisse sahibi olduğunu ve müşterek hissedar oldukları adı geçen şirketçe davacıların bilgisi dahilinde bu bölümlerin kullanıldığını ve şirketteki davacıların hissesinin kendisine satılmasından sonra kullanmaya son verildiğini bildirmiştir.Öyleyse şirketin taşınmazı hangi sürelerde kullandığı ve sonradan taşınmazı terk edip etmediği yönünde mahkemece gerekli araştırma yapılarak buna göre hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik tahkikatla yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Hal böyle olunca, davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.