MAHKEMESİ: SAMANDAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 07/07/2006NUMARASI: 2004/375-2006/315Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, davalılar adına tapuda kayıtlı 5348 parsel sayılı taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içinde kaldığını, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, özel mülke konu olamayacağını ileri sürerek, tapunun iptali ile terkin isteğinde bulunmuştur.Davalılar, çekişmeli taşınmazın bedeli ödenmeden tapunun iptal edilmemesi gerektiğini bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.3.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden R.A. vekili Avukat . .. ile yine temyiz eden Hazine vekili Avukat ....geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve terkin isteklerine ilişkindir.Mahkemece, çekişmeli taşınmazların belirlenen kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kalan bölümleri yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 19.12.1936 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 22.6.2004 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Her nekadar, çekişmeli taşınmazların belirlenen kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kalan bölümlerinin, devletin hüküm ve tasarrufu altında ve kamu malı niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak (Anayasanın 43, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi gereğince) yerlerden oldukları keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009 tarihinde kabul edilip 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen " bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesinin " bu kanunun 12. maddesinin 3. fıkrası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" şeklindeki hükmü gözetildiğinde kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olan 19.12.1936 ile davaların açıldığı tarihler arasında 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir.Hemen belirtilmelidir ki, kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarih 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan, yürürlüğe konulan hükümler kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan ve re'sen gözetilmesi gerektiğinden somut olayda, aleyhe bozma yasağı ilkesinin de uygulanması yeri bulunmadığı izahtan varestedir.Hal böyle olunca, her dava açıldığı tarihteki koşullara tabi olup, dava tarihi itibari ile davacının davasında haklı olduğu ve yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulması gerektiği gözardı edilmemek koşuluyla yukarıda belirtilen eldeki davalara da uygulanması gereğine değinen yasal düzenlemeler gözetilerek, davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.Tarafların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davalı vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının karşı taraftan alınmasına, 08.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.