Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11917 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 10071 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/12/2005NUMARASI : 2004/227-1021Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, ortak miras bırakanları N. O..un mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak dava konusu taşınmazlarını ölünceye kadar bakım aktiyle davalıya temlik ettiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalılar, bakım aktinin gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, muris tarafından yapılan ölünceye kadar bakım aktinin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava,muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil ve olmadığı takdirde tenkis isteklerine ilişkindir.Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden, tarafların miras bırakanı N..O..’un maliki olduğu ........parsel sayılı toplam 14 adet taşınmazını 13.3.2002 tarihli düzenleme şeklinde ölünceye kadar bakım aktiyle gelini davalı S.. O.temlik ettiği, murisin ölümünden sonra 26.6.2003 tarihinde sözleşme tapuda infaz ettirilerek anılan sözleşme gereğince taşınmazların tapuda davalı adına intikalinin ve sicil kaydının oluşumunun sağlandığı anlaşılmaktadır. Davacılar, miras bırakanın yapmış olduğu bu temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürmek suretiyle eldeki davayı açmışlar, ayrıca davalı S..’ye temlik edilen ..parsel sayılı taşınmazın miras bırakan tarafından bağış senedi ile davacılardan C.. A...bağışlandığını ileri sürerek anılan parselin tapusunun iptali ile C... adına tescilini, olmadığı takdirde muris muvazaası nedeniyle tapusunun iptali ve davacılar adına tescili ve tenkis isteklerinde bulunmuşlardır. Miras bırakan tarafından 15.2.1980 tarihli adi yazılı sözleşme ile sınırları ve mevkii bağış sözleşmesinde yer alan taşınmazının davacılardan C....bağışlandığı görülmektedir. Ancak Borçlar Kanunun 237 vd. maddelerinde öngörüldüğü üzere taşınmazlara ilişkin bağış işlemleri resmi şekilde yapılmadıkça geçerli değildir.O halde miras bırakan tarafından davacı C...’e adi yazılı senetle yapılan bağışlamaya hukuken değer verme olanağı yoktur.Bu nenenle davacı C.. yönünden davanın red edilmiş olması doğrudur.Davacı C.. temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Diğer davacıların temyizine gelince;Bilindiği üzere,ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.5ll).Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlu suda bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.(B.K.m.5l4).Hemen belirtmek gerekirki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması,yada alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa,irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir.Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(B.K.m.l8).Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez;akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır.Bu haldede Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur. Miras bırakanın,ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri,elinde bulunan mal varlığının miktarı,temlik edilen malın,tüm mamelekine oranı,bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir. Somut olaya gelince, miras bırakanın bir veya bir kaç taşınmazını devretmek suretiyle kendisine baktırma imkanı varken 14 parça taşınmazını temlik etmiştir.Anılan bu olgu yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, miras bırakanın çekişmeli taşınmazları temlikteki gerçek iradesinin bakım karşılığı olmayıp mirastan mal kaçırma amaçlı olduğu kabul edilmelidir.Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere yanılgılı değerlendirme ile davanın red edilmiş olması doğru değildir.Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün HUMK’nun 428 md. gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,30.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.