Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11909 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8236 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : KÖRFEZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/01/2013NUMARASI : 2010/526-2013/99Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Fatma Hakverdi'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacılar; kayden dava dışı kişilerle birlikte malik oldukları 221 ada 15 parsel sayılı taşınmazı bilgileri ve onayları dışında davalı kurumun park yeri ve depolama alanı olarak kullandığını, 31.12.2009 tarihli ecrimisil istekli ihtarnamenin keşide edilmesiyle işgalin son bulduğunu ileri sürerek ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihten geriye doğru 5 yıllık süre için 5.000TL ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, çekişmeli yeri kurumlarının eski çalışanı olan davacılardan Cemal'in bilgisi ve muvafakatıyla 4-5 yıl süreyle kullandıklarını, diğer paydaşlarında bu duruma itiraz etmeyip zımni muvafakatta bulunduklarını, ihtarnamenin tebliği üzerine kullanımlarına son verdiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davalı idarenin eski çalışanlarından olan davacı Cemal'in bilgisi ve muvafakatı dahilinde çekişmeli yerin davalı tarafından kulanıldığı, diğer davacılar ve paydaşlarında bu duruma itiraz etmedikleri, ihtarnamenin keşide edilmesiyle zımni muvafakatın geri alındığı, davalınında kullanımına son verdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan tüm delillerden; 221 ada 15 parsel sayılı taşınmazın M. B.., H.. B.., G.. B.. ve C. B.. adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı iken tüm kayıt maliklerinin ölümleriyle paylarının ırsen elbirliği halinde mülkiyet üzere mirasçılarına intikal ettiği, davacılardan Niyaset, Ayhan ve Tayfun'un önceki paydaş Hüseyin'in mirasçıları, davacı Cemal'in de paydaş Murat'ın mirasçısı oldukları, taşınmazın davalı kurum tarafından davacılardan Cemal'in izin ve onayına istinaden park yeri ve depolama alanı olarak kullanıldığı anlaşıldığına göre Cemal tarafından açılan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı Cemal'in temyiz itirazlarının REDDİNE, Diğer davacılar Niyaset, Ayhan ve T.. B..'nın temyiz itirazlarına gelince; miras bırakanları H.. B.. 03.04.2006 tarihinde ölmüş olup tapuda elbirliği halinde mülkiyet üzere adlarına intikal yaptırmışlardır. Miras bırakanlarının ölüm tarihine göre tereke elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabidir. Bilindiği üzere elbirliği halinde mülkiyette geçerli bir kira ilişkisinin varlığının kabul edilebilmesi için Türk Medeni Kanununun 702 vd.maddeleri uyarınca tüm paydaşların sözleşmeye katılımı zorunludur. Paylı mülkiyette ise kira sözleşmesinin TMK'nin 691. maddesi hükmü ve 06.05.1955 tarih ve 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca pay ve paydaş çoğunluğunca gerçekleştirilmesi gerekir..Aksi halde kira sözleşmesinin hukuken geçerli olamayacağı tartışmasızdır. İştirakçilerden birisinin onayı ile taşınmazın kullanılması diğer iştirakçilerin davalının kullanımına zimnen muvafakat ettikleri yönünde yorumlanamaz. Çekişmeli taşınmazda elbirliği halinde malik olan Cemal'in onayı ve rızasıyla taşınmazın kullanılması TMK'nin 691/1 ve 702/2. maddeleri karşısında hukuken değer taşımaz. Bu durumda davalı kurum haksız işgalci konumunda olup ecrimisil ödemekle yükümlüdür.Bilindiği üzere, 4.6.1958 gün ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile ecrimisil, haksız işgal tazminatı olarak nitelendirilmiştir. Bu kararın gerekçesinin V. bendinde “işgal tazminatı davalarının hususi bir şekli olan ecrimisil davalarının beş yılda zamanaşımına uğrayacağı esasını benimsemiş bulunan 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının halen geçerli” olduğu açıklanmış ve ecrimisil davalarının 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 908. (4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 995) maddesine dayanan bir tazminat davası olduğu belirtilmiştir.Bu durumda ecrimisil davaları 5 yıllık zamanaşımına tabi olup, bu sürenin dava tarihinden geriye doğru hesaplanması gerekmektedir.Somut olayda, dava 29.03.2010 tarihinde açıldığı halde, davacılar 31.12.2009 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiiği 08.01.2010 tarihinden geriye yönelik beş yıllık ecrimisil talep etmişlerdir. Davalı, süresinde zamanaşımı def'inde bulunmamıştır. O halde, 6100 sayılı HMK'nun 26 maddesinde düzenlenen taleble bağlılık ilkesi geregince ihtarname tebliğ tarih 08.01.2010 tarihinden geriye doğru beş yıllık dönem aralığı için davacıların (Niyaset, Ayhan,Tayfun) payları oranında bilirkişi incelemesiyle belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davacılardan Niyaset, Ayhan ve T.. B..'nın bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.