MAHKEMESİ : ZONGULDAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/05/2006NUMARASI : 2005/259-393Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mülkiyeti idareye ait .ada .parsel sayılı taşınmazın davalı Sağlık Bakanlığına tahsis edilmek üzere 5283 Sayılı Yasa uyarınca resen Hazine adına tescil edildiğini, taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, devir için yasal koşulların bulunmadığını ileri sürüp tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, kayıt maliki Hazine olduğundan Sağlık Bakanlığına husumet yöneltilemeyeceğini, 5283 ve 1050 Sayılı Yasalar uyarınca idari karar sonucu yapılan tescilin doğru olduğunu, taşınmazın imar planında sağlık hizmetlerine ayrılan kısımda kaldığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 5283 Sayılı Yasa uyarınca yapılan tescilinin doğru olduğu, imar planında sağlık tesis sahası olarak ayrılan taşınmazın başka amaçla kullanılmasının mümkün bulunmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı ve karşı temyiz eden davalı Hazine tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 28/11/2006 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Hazine vekili Avukat geldi. Davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, bu sırada temyiz eden vekili avukat nın geldiği görüldü, mazereti kabul edilip dinlendi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü : -KARAR-Dava, tapu iptali tescil elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Davalılar, taşınmazın, tarafların rızası ile Hazine adına tescil edildiğini, imar planında sağlık hizmetlerine ayrılan alanda kaldığını, Sağlık Bakanlığınca, sağlık ocağı yapılmak üzere plan kapsamına alındığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Çekişmeli ...parsel sayılı "iki kargir ev ile altında fırın olan bir ev" nitelikli .0 m2 lik taşınmaz davacı idare adına kayıtlı iken, 5283 Sayılı Yasa uyarınca 7.6.2005 tarihinde res’en Hazine adına tescil edildiği kayden sabittir.Yanlar arasındaki uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasında, 19.1.2005 gün ve 25705 sayılı mükerrer resmi gazetede yayınlanan “bazı kamu kurum ve kuruluşlarına ait sağlık birimlerinin Sağlık Bakanlığına devredilmesine” ilişkin 5283 Sayılı Yasanın amaç ve kapsamını belirlemede zorunluluk bulunduğu kuşkusuzdur.Anılan yasanın “tanımlar” başlıklı 3/d maddesi, “kurum tabiplikleri hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarına ait hastane, dispanser, sağlık merkezi veya istasyonu ile her ne ad altında olursa olsun insan sağlığı ile ilgili hizmet sunan tüm birimleri sağlık birimi olarak tanımlamış; yasanın 4.maddesi, “kamu kurum ve kuruluşlarına ait tüm sağlık birimleri; bunlara ait her türlü görev, hak ve yükümlülükler, taşınırlar ve taşınmazlarla birlikte Soysal Sigortalar Kurumuna ait alanları bedeli karşılığı, diğerleri bedelsiz olarak aşağıdaki usul ve esaslar çerçevesinde bakanlığa devredilir;” hükmünü düzenlemiş; 4/b-1.maddesi, “devirlerin kurulacak komisyonlar aracılığı ile yapılacağını ve komisyonların nasıl kurulduğunu belirlemiş; 4/e maddesinde ise “devredilen sağlık birimleri, kamu kurum ve kuruluşlarına ait arazi, arsa ve binaların bir bölümünde hizmet vermesi halinde, bunların komisyonlarca tespit edilecek kısımları gerektiğinde ifraz edilerek veya kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurularak Bakanlığa devredilir. Bu kısımların tespitinde; Sosyal Sigortalar Kurumunun ihtiyacı, hizmetin etkin ve verimli sunulması ve geleceğe yönelik kapasite ihtiyacı göz önünde bulundurulur. Binaların bir kısmında hizmet sunulan sağlık birimlerinin devrinde komisyonlarca, devrin taşınır, taşıtlar ve personelle sınırlı tutulmasına da karar verilebilir.” 4/1 maddesinde de “bu kanunla Bakanlığa devredilen sağlık birimlerine ait taşınmazların mülkiyeti tapuda resen Hazine adına tescil edildikten sonra bu taşınmazlar Sağlık Bakanlığına tahsis edilmiş sayılır biçiminde düzenlemeye yer verilmiştir.Tüm bu hükümler ışığında Yasanın 4. maddesinde kastedilen taşınmazların “fiilen sağlık hizmeti veren taşınmazlar olduğu” sonucuna varılmaktadır.Nitekim, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü yazılarında da devredilmesi gereken taşınmazların fiilen sağlık hizmeti verilen taşınmazlar olduğu vurgulanmıştır.Somut olayda, çekişmeli taşınmazda bodrum + 2 katlı, harabe halinde, (camı-çerçevesi, çatısı, elektrik ve suyu bulunmayan) kullanılamaz halde bina yer aldığı, taşınmazın bir bölümünün açık otopark olarak kullanıldığı bir bölümünün de boş olduğu saptanmıştır. Bu hali ile taşınmazın sağlık hizmeti veren yer olduğundan söz edilemez. Öte yandan taşınmazın bir bölümünün imar planında sağlık tesisi alanı olarak belirlenen bölümde kalmasının sonuca etkisi olduğu da söylenemez. Zira, imar planları zaman içerisinde, gelişen durumlar karşısında her zaman değiştirilecek nitelik taşırlar. Nitekim Zonguldak Kilimli Belediyesinden gelen cevabi yazının altına imar planlarımız revizyona girdiğinden bu alanlarda yeni planlarda değişiklik yapılabilir notu düşülmüştür. Açıklanan hususlar karşısında dava konusu taşınmazın sağlık birimi olarak kabul edilip 5283 Sayılı Yasa uyarınca Sağlık Bakanlığına devri gereken yerlerden olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 4.12.2005 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 450,00 YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.