Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11795 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 12116 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: SEFERİHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 12/04/2005NUMARASI: 2004/204-2005/115Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki bulunduğu 216 ada 1 parsel sayılı taşınmazını ve bunun yanında kamuya ait yeşil alanı komşu parsel maliki davalının bahçe duvarı ve depo yapmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürüp; elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiştir.Davalı, davacının taşınmazına tecavüzü bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının davacı taşınmazına elatmasının keşfen sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Ne varki, davalı taraf savunmasında taşınmazların imar planına konu olduğunu bildirdiği ve yeniden uygulama yapılmasını istediği görülmektedir.Gerçekten de, noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen Kadastro Mahkemesinin 2001/1 esas, 2002/8 karar sayılı tespite itiraza ilişkin dava dosyası içeriğinden taşınmazların bulunduğu bölgede bir imar uygulamasının yapıldığı izlenimi uyanmaktadır. O halde, taraflar arasındaki çekişmenin çözüme kavuşturulabilmesi bakımından öncelikle bu durumun ortaya çıkartılması zorunludur.Buna göre, dava konusu taşınmazların Kadastro Mahkemesi dosyasında sözü edilen yerleşim planı (imar planı) içinde kalıp kalmadığı, imar planı içinde ise hangi imar parseline gittiği, kimin adına kayıtlandığı, çapının değişip değişmediği yönü üzerinde durulması gerektiği açıktır. Oysa mahkemece, bu konuda bir araştırma ve inceleme yapılmış değildir.Hal böyle olunca, yukarıda değinildiği üzere araştırma ve uygulama yapılarak taşınmazların imar konumlarının ve yerleşim planı adı altında bir imar değişikliği yapılmış ise davacı çapının bu imar uygulaması içinde kalarak yerleşim planı ile içiçe girip girmediklerinin saptanması, aralarında bir çakışma var ise, bu bölüm bakımından davalıya kaydın iptali için olanak tanınması, açılacak dava sonucunda oluşacak mülkiyet durumu gözetilmek suretiyle uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.12.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.