Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11733 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 9785 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : KÖYCEĞİZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/03/2011NUMARASI : 2006/127-2011/60Taraflar arasında görülen davada;Davacı, maliki olduğu 517 parsel sayılı taşınmazdaki payının satış suretiyle davalılara temlik edildiğini, işlem tarihinde ehliyetsiz bulunduğunu, davalıların da el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini ileri sürerek tapu iptal ve tescil ya da belirlenecek tazminata karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, ehliyetsizlik iddiasının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, ya da tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı M. K.'ın 517 parsel sayılı taşınmazdaki payını 27.3.2006 tarihinde davalı S.'e, onunda 3.4.2006 tarihinde diğer davalı G.'e satış suretiyle temlik ettiği, davacının ise yargılama sırasında öldüğü anlaşılmaktadır.Mahkemece, Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre davacı M.'nın temlik tarihinde ehliyetsiz olduğu saptanmak suretiyle davayı takip eden mirasçıların payları oranında davanın kabulüne karar verilmiştir.Nevarki; ileri sürülen ehliyetsizlik iddiası yönünden çekişme konusu taşınmazda elbirliği mülkiyetinin söz konusu olduğu tartışmasızdır.Bilindiği üzere; elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur. M.K.nun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır. M.K.nun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, nevarki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir. Genel kural budur.Ancak somut olaya gelince; elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Davacının ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilerek adlarına tebligat yapıldığı halde, mirasçı A.davayı takip etmek istememiş, T. ise herhangi bir yanıt vermemiştir.Hal böyle olunca; bir kısım mirasçıların davaya muvafakat vermedikleri gözetilerek miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.