MAHKEMESİ : FATİH 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/03/2007NUMARASI : 2004/146-2007/54Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakan teyzeleri S...Ç... 11 sayılı parseldeki 1 numaralı dairesini mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde üvey oğlunun eşi olan davalıya devrettiğini ileri sürerek tapu iptali, tescil istemişlerdir.Davalı, miras bırakanın tedavi masraflarını karşılamak için taşınmazını sattığını, kendisinin de bedelini ödeyerek satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, temlikin muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir, Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Getirtilen akit tablosu ve veraset ilamından, miras bırakan S... H...’nın 11 sayılı parseldeki 1 numaralı dairesini, vekil kıldığı komşusu vasıtasıyla, kendisinden önce ölen kocasının ilk eşinden olma oğlunun karısı davalı N...S...’ya 3.10.2003 tarihli akitte satış yoluyla devrettiği ; miras bırakanın 11.2.2004 tarihinde ölümüyle geriye mirasçısı olarak davacı dört yeğeninin kaldığı görülmektedir.Davacılar, taşınmazın mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde davalıya temlik edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, miras bırakanın kanser hastalığına yakalandığı, özel hastanede ameliyat geçirdiği, sağlık harcamalarının arttığı, emekli maaşı dışında başkaca bir gelirinin bulunmadığı, karşılaştığı sağlık harcamalarına kaynak yaratmak için çekişmeli dairesini hastalığı boyunca yanında kalıp kendisiyle ilgilenen ve destek olan davalıya sattığı ; her ne kadar taşınmazın akitteki bedeli ile gerçek değeri arasında fark bulunsa da, anılan hususun tek başına muvazaanın kanıtı sayılamayacağı, kaldı ki, ölene kadar taşınmazda oturmaya devam etmesi ve davalının kendisine sağladığı bakım ve desteğin yarattığı minnet duygusu dikkate alındığında, satışın gerçek değer üzerinden yapılmamasının mal kaçırma amacıyla hareket edildiği anlamını doğurmayacağı sonuç ve kanaatine varılmaktadır.Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.12.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.