MAHKEMESİ : ORDU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/11/2006NUMARASI : 2004/280-2006/362Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla 1259 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalı K..e ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, davalı K...’in anılan taşınmazın bir kısım payını diğer davalıya satış yoluyla temlik ettiğini, taşınmazın ifraz görüp 1267 ve 1268 parsellerin davalılar adına tescil olunduğunu ileri sürüp muris muvazaası nedeniyle tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, olmadığı taktirde tenkisine karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, miras bırakanın bakımının kendileri tarafından yapıldığından devamının sağlamak için dava konusu taşınmaz payının kendilerine temlik edildiğini, akitten doğan bakım borcunun yerine getirdiklerini, murisin yaşlı olup bakım ihtiyacı içinde olduğunu, murisin davacılara da fiilen başka taşınmazlarını kullandırdığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaz paylarının davalılara temlikinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 4.12.2007 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat H...Ç....geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vs. vekili avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 1259 parseldeki 40000/63660 payını miras bırakanın 03.06.1998 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalı K..., onun da aynı taşınmazın 20000/63660 payını 27.9.2001 tarihinde satış yoluyla davalı Z...temlik ettiği, taşınmazın ifrazı ile oluşan 1267 ve 1268 parsellerin davalılar adına tescil olunduğu anlaşılmaktadır.Davacılar, anılan temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır. Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.5ll).Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir.Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlu suda bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.(B.K.m.5l4).Hemen belirtmek gerekirki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması,yada alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa,irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir.Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(B.K.m.l8).Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez;akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır.Bu haldede Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur. Miras bırakanın,ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri,elinde bulunan mal varlığının miktarı,temlik edilen malın,tüm mamelekine oranı,bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir. Somut olaya gelince; dava konusu 1259 parsel payının ölünceye kadar bakma akdi ile temliki işleminin yapıldığı tarih itibariyle bakım alacaklısının 82 yaşında olduğu, bakım borçlusunun murisin, aile çevresi içinde bakımını akitten önce ve sonra yaptığı, temlik konusu yapılan taşınmaz payının akitte öngörülen yükümlülüğü karşılar nitelikte bulunduğu diğer bir ifadeyle ivaz niteliği taşıdığı görülmektedir.Belirtilen bu olgular, yukarıda açıklanan ilkelerle değerlendirildiğinde çekişmeli taşınmaz payının davalı K... temlikinin geçerli, karşılıklı akde dayalı olduğu ivazlı bulunduğu sonucuna varılmaktadır.Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davalılar, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 500.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edenden alınmasına, 4.12.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.