Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1172 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 12904 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: ANKARA 25. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 19/09/2006NUMARASI: 2005/170-323Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki bulunduğu ..ada .. parsel sayılı taşınmaza davalının bina yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesine,kaçak yapının yıkımına ve 12.000,00 YTL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmaza 1972 yılında bina yaptığını,imar affından yararlanıp tapu tahsis belgesi aldığını,davanın reddini,yıkım aşırı zarara yol açacağından bedeli mukabilinde taşınmazın adına tesciline karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın imar uygulamasına tabi tutularak davacıya tapu verildiğinden elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının konusuz kaldığı, müdahale nedeniyle davacının zararının bulunduğunu ispat edemediği gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına,ecrimisil davasının reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla tetkik hakimi Emine Küçüksözen’in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu ..ada .. parselin müstakilen davacı adına kayıtlı iken yapılan imar uygulaması sonucu davacının oluşan ..ada .nolu imar parselinde paydaş kılındığı, davalının taşınmazda imardan önce ve sonrasında kayda dayalı bir hakkı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak elatma konusunda yapılan araştırma ve uygulama yeterli değildir.Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşife hazırhale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutulhazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkca gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.Somut olaya gelince; özellikle davacının dayandığı çap kaydının mahalline uygulanması bilirkişilerden uygulamayı gösterir, denetime elverişli rapor alınması, davalının davacıya ait çaplı taşınmaza elatmasının olup olmadığının açıkça saptanması zorunludur.Hal böyle olunca; yukarıdaki ilke ve olgular gözetilmek suretiyle bir araştırma ve uygulama yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken hukuki olmayan ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.