Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11685 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10146 - Esas Yıl 2010





Taraflar arasında görülen davada;Davacı, Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/428 E. 2008/331 K. sayılı 19.12.2008 tarihli kesinleşen kararının tapuda infazının sağlanması işlemleri sırasında kadastro müdürlüğünce fen bilirkişi raporundaki yüzölçüm hesaplamasının hatalı olduğu 2195.76 m2 değil, 2191.78 m2 olması gerektiğini ileri sürerek, tavzih kararı verilerek hükmün kabul kapsamındaki bölümünün 2191.78 m2 olarak düzeltilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı, yanıt vermemiştir. Mahkemece, tavzih yolu ile hükmün değiştirilemeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Selda Özer'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.KARARDava, tavzih isteğine ilişkindir.Mahkemece isteğin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/428 E. 2008/331 K. sayılı dava dosyasında 2195,76 m2'lik bölümün davacı hazine adına tesciline karar verilerek kararın 18.06.2009 tarihinde kesinleştiği, ilamın infazı sırasında kadastro müdürlüğünün 20.10.2009 tarihli yazıları ile yapılan büro kontrolü neticesinde mevcut koordinatlardan yapılan yüzölçüm hesabında alanın 2191,78 m2 olup mahkemeden tavzih kararı alınması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, HUMK'nun 455. maddesinde hükmün müphem olması ve mütenakız (birbirine ters) hükümleri ihtiva etmesi halinde tavzih yoluyla anılan hatanın giderilebileceğine imkan tanınmıştır.Somut olayda, taşınmazın haritası bulunduğuna göre 3402 Sayılı Yasanın 20. ve TMK'nun 719. maddesi hükmü uyarınca haritası olan kayıtların yüzölçümü, harita nereyi kapsıyor ise o miktardadır. İnfaz sırasında Kadastro Müdürlüğünce yapılan büro kontrolü neticesinde, haritanın doğru olmakla beraber harita muhtevasının 2191,78 m2 olduğu halde hükme 2195,76 m2 olarak yazıldığının tespiti maddi hata ile ilgilidir. HUMK'nun 80. ve 438. maddeleri hükmü uyarınca anılan hataların her zaman düzeltilmesi olanaklıdır.O halde, isteğin kabul edilerek maddi hatanın giderilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere reddine karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle tavzihe ilişkin yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.