MAHKEMESİ : MİDYAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/06/2013NUMARASI : 2012/522-2013/254 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Mahkemece, kayden davacıya ait taşınmaz üzerine davalı Turkcell firmasının baz istasyonunu beslemek üzere haksız yere elektrik direği diktiği, diğer davalıların da direkten yararlandıkları gerekçesi ile tüm davalılar yönünden elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, davalı Turkcell firması yönünden yıkım isteğinin kabulüne, diğer davalılar yönünden yıkım konusunda pasif husumet yokluğu sebebi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 152 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu, davalıların kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, taşınmazı üzerine davalıların izinsiz olarak baz istasyonlarını besleyen enerji direği diktiklerini, eylemlerini sonlandırmaları için noter kanalı ile ihtar gönderdiği halde sonuç alamadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve enerji direğinin yıkılması istekli eldeki davayı açmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 280. maddesi ile; ''Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir, verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir. '' denilmek suretiyle bilirkişi raporunun taraflara tebliğ hususu hüküm altına alınmış olup, anılan düzenlemenin emredici nitelikte olduğunda kuşku yoktur. Öte yandan; Tebligat Kanunu'nun ''Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina'' başlıklı 21. maddesinde açıkça; ''Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.'' düzenlenmiştir. Somut olaya gelince, mahallinde yapılan uygulama neticesinde düzenlenen teknik bilirkişi raporlarının taraflara tebliğe çıkartıldığı, ne var ki; davalı Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. vekiline çıkartılan bilirkişi raporu tebliğinin '' Muhatap vekillikten istifa ettiğini sözlü olarak beyan etti. Tebliğ mümkün değildir. Merciine iade'' açıklaması ile bila tebliğ döndüğü, tebligatla ilgili olarak Tebligat Kanunu'nun 21. maddesindeki düzenlemeye aykırı işlem yapıldığı halde, bilirkişi raporunun yeniden anılan davalıya tebliğe çıkartılmadığı gibi, raporun tebliğ hususundaki vekilin talebinin de son celse yasal olmayan gerekçelerle reddedildiği görülmektedir. Hâl böyle olunca; mahkemece, 6100 sayılı HMK' nin 280. maddesinin gözardı edilerek bilirkişi raporlarının davalı Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.'ye tebliği sağlanmadan sonuca gidilmiş olması doğru değildir. Davalı Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. vekilinin belirtilen nedenle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nin 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı vekili ile diğer davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yerolmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.