MAHKEMESİ: AKÇAABAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 15/06/2011NUMARASI: 2011/140-2011/313Taraflar arasındaki davadan dolayı Akçaabat 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 15.06.2011 gün ve 2011/140 esas 2011-313 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 26.03.2012 gün ve 897-3432 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde taraf vekilleri tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve kayıt terkini isteğine ilişkindir.Mahkemece, hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, mahkemece kurulan ilk hükmün bozulmasına dair verilen Dairenin ilk bozma kararında “…tapulama çalışmaları sırasında 3 parsel sayılı taşınmazın 28.08.1954 tarihinde üçüncü kişiler adına tespit edildiği, Akçaabat Gezici Kadastro Hakimliği’nin 15.09.1956 tarih ve 1956/28-184 E.K. sayılı kararı ile 3 parselin fen bilirkişisi krokisinde (b) harfi ile gösterilen 4232 M² lik kısmının tarla niteliği ile üçüncü kişiler adına, krokide (a) harfi ile gösterilen 4308 M² lik kısmının ise Hazine adına tespit ve tesciline karar verildiği ve bu kısmın 514 parsel sayılı taşınmaz olarak kumluk vasfı ile 08.10.1957 tarihinde tapuya hükmen tescil edildiği, bilahare Hazine tarafından 22.10.1958 tarihinde Türk Petrol ve Madeni Yağlar T.A.Ş.’ne satıldığı, 14.07.1967 tarihinde ifraz edilerek 293 ada 599 ila 611 parsellere ayrıldığı, bu ifraz parsellerinden olan 609 parsel sayılı taşınmazın yenileme ile dava konusu 40 parsel sayılı taşınmaz olduğu…” açıklanarak “…o halde, 3 sayılı parselle ilgili görülen dava sonucunda 4308 M² lik bölümün kumluk vasfında olduğu belirlenmiş olmasına göre, bu niteliğiyle sicile bağlanmasına yasal olanak bulunmamasına karşın sicil kaydı oluşturulmuş ise de, bu kaydın temelinin illetten yoksun olduğu, bir başka söyleyişle yolsuz tescil sonucu oluştuğu, bu kayda hukuksal bir değer izafe edilemeyeceği, taşınmazın niteliği itibariyle kumluk olması nedeniyle bunu görerek satın alan kişinin sicile bağlanamayacağını bilmesi gerekmesine göre, iyiniyet kuralından, yani Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan da yararlanamayacağı; esasen sözü edilen Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin tescil kararı, sicil oluşturulması ile tevhit ve ifraz işlemlerinin kadastro tespitinden sonra gerçekleşen olaylar oldukları…” vurgulanmıştır.Öte yandan, anılan bozma kararından sonra kurulan hüküm Dairece bu kez “19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. ve 17. maddeleriyle 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A ve geçici 11.maddelerinin gözetilerek bir karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur. Oysa bilindiği gibi; 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununa eklenen 36/A maddesi “kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz” şeklinde düzenleme getirmiştir.Öyleyse; yukarıda açıklandığı üzere çekişmeli taşınmazın oluşumu ve anılan Yasa hükmü birlikte değerlendirildiğinde, somut olayda yolsuz tescil sözkonusu olduğundan 6099 Sayılı Yasanın uygulama yeri bulunmamaktadır.Ne var ki, çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı saptanmış olup; bu gibi yerler Anayasanın 43. maddesi ve 3402 Sayılı Yasanın 16/C maddesi uyarınca tescile tabi yerlerden olmadığından, tapu iptali ile sicil kaydının terkinine karar verilmesi gerekirken, Hazine adına tescile hükmedilmiş olması doğru değildir.Hal böyle olunca; anılan hususlar tashihi karar talebi üzerine yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından; tarafların karar düzeltme isteklerinin (6100 Sayılı HMK.nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK.nun 440. maddesi uyarınca kabulü ile, Dairenin 26.03.2012 tarih ve 897-3442 sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, Yerel Mahkemenin 15.06.2011 gün ve 140-313 sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenden ötürü (6100 Sayılı HMK.nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,18.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.