Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11599 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 9299 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : TUNCELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/11/2009NUMARASI : 2006/219-2009/552Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil; eski hale getirme mümkün olmadığı takdirde taşınmazların gerçek değerlerinin tazmini istekli asıl ve birleşen davaların birlikte görülen yargılaması sonunda, yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili, davalı şirket vekili ile ihbar olunan idare vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Asıl ve birleşen davalar; çaplı taşınmazlara elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil; eski hale getirme mümkün olmadığı takdirde taşınmazların gerçek değerlerinin tazmini isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki; Karayolları Genel Müdürlüğü’ne usulen husumet tevcih edilmemiş ve davada sıfat verilmemiş, ihbar yoluyla davadan haberdar edilmiş olup, anılan idare vekili tarafından da hüküm temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere; bir kimseye ihbar yoluyla taraf sıfatı verilmesine olanak yoktur. Diğer taraftan; hüküm, davada taraf sıfatı olanların lehinde veya aleyhinde kurulur. Davada sıfatı olmayan hakkında karar verilemeyeceği tartışmasızdır. Öyle ise, davada taraf sıfatı bulunmayan ve hakkında hüküm kurulmayan anılan idarenin temyiz hakkının bulunmadığı da kuşkusuzdur. O halde, ihbar olunan idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine.Davacılar vekili ile davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Dosya içeriği ve toplanan delillerden ve noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen kayıtlardan; dava konusu 402, 405 ve 1104 parsel sayılı taşınmazların paylı mülkiyet üzere olup, davacılar adlarına kayıtlı iken; 402 sayılı parselin yargılama sırasında 10.06.2009 tarihinde 1174 ve 1175 sayılı parsellere; 405 sayılı parselin ise karardan sonra 29.12.2011 tarihinde 1201 ve 1202 sayılı parsellere kamulaştırma nedeniyle ifraz edildikleri ve 1174 ile 1201 sayılı ifraz parsellerinin davacılara ait olduğu, 1175 ile 1202 sayılı ifraz parsellerinin ise kamulaştırma suretiyle dava dışı idarelere geçtiği anlaşılmaktadır. Öyleyse, çekişmeli bölümlerin ifraz sonrasında hangi parsel ya da parseller kaldığının saptanması gerektiği tartışmasızdır.Hal böyle olunca, mahkemece yerinde yeniden keşif yapılmak suretiyle çekişmeye konu kısımların hangi ifraz parseli veya parsellerinde kaldığının saptanması, ondan sonra infaza elverişli olacak biçimde sicil kaydı açık taşınmaz üzerinden hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere kaydı kapatılan ve hukuki varlığı kalmayan 402 ve 405 sayılı parseller üzerinden infazda tereddüde yol açacak şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davacılar vekili ile davalı Şirket vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 Sayılı HMK.nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.