Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11593 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10212 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/12/2012NUMARASI : 2012/368-2012/799 Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece, tapu kaydının davacı adına olduğu bu durumda davacının hukuki yararının olmadığı gibi yolsuz tescile dayanak yapılan menfi tespit davasının da derdest olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği, toplanan deliller ve eksiğin tamamlanması suretiyle getirtilen belgelerden; davalı şirket tarafından davacı aleyhine Konya 9. İcra Dairesinin 2009/4598 E. sayılı dosyası üzerinden 5 adet kambiyo senedine dayalı olarak yapılan icra takibi ile davacının kayden maliki olduğu 24700 ada 5 parsel sayılı taşınmaza haciz uygulandığı ve takibin kesinleşmesinden sonra davacının, senetteki imzaların kendisine ait olmaması nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti için 27.03.2012 tarihinde Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/147 Esasına kayıtlı dava açtığı,çekişmeli taşınmazın, alacağına mahsuben davalıya01.06.2012 tarihli ihale ile satıldığı, eldeki davanın 14.06.2012 tarihinde açıldığı, mahkemece aynı tarihte verilen ihtiyati tedbir kararının taşınmaza 15.06.2012 tarihinde işlendiği,icra müdürlüğü tarafından ihale alıcısı adına tescil işleminin yapılması için tapu müdürlüğüne 21.06.2012 tarihinde müzekkere yazıldığı, tapu müdürlüğü tarafından da tescil işleminin yapılması hususunda mahkemeden 27.06.2012 tarihinde görüş istendiği, mahkemece ihale alıcısı adına tescil işleminin yapılmasında sakınca olmadığı yönünde 02.07.2012 tarihinde cevap verildiği,bu arada eldeki davanın karar tarihinden sonra Mahkemenin 29.04.2013 tarih 2013/138 K. sayılı ilamı ile menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği ve kararın derecattan geçmek suretiyle 04.02.2014 tarihinde kesinleştiği,tescil yazısının infaz edilmediği, çekişmeli taşınmazın halen davacı adına kayıtlı olduğu, davacının,icra takibinin ve ihalenin yolsuz hale geldiğini ileri sürerek tapu iptali ile adına tesciline; olmazsa tazminat istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bilindiği ve Türk Medeni Kanununun 705. maddesinde düzenlendiği üzere cebri satış sonucu mülkiyet tescilden önce alıcısına geçer. Bu durumda ihale sonucu taşınmazın mülkiyeti davalı şirkete geçmiş ise de davacı tarafından açılan ve karar tarihinden sonra kesinleşen Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/147 E,2013/138 K. sayılı ilamı ile ihalenin dayanağını oluşturan senetler nedeniyle davacının borcu olmadığı dolayısıyla yapılan icra takibinin ve ihalenin dayanaksız hale geldiği ve davacının da bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu kuşkusuzdur. Ne varki, kayıt halen davacı üzerinde olduğundan iptal ve tescile karar verilemez ise de,çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince, mülkiyetin tespitinin istem kapsamında bulunduğu benimsenmelidir. Hal böyle olunca,çekişmeli taşınmaz mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.