Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11577 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 9742 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ: GAZİANTEP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 29/05/2006NUMARASI: 2005/543-223Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden paydaşı olduğu .. ada ..parsel sayılı taşınmaza dayalı şirketin yüksek dozlu çimento ile saha betonu dökmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve imalatların yıkımını istemiştir.Davalı, çekişmeli taşınmazda kendisinin de kayden paydaş olup, payından daha az yer kullandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, yıkım talebinin reddine, davacının payına elatmanın önlenmesine dair verilen karar Dairece "... tarafların paydaş oldukları çekişmeli taşınmazda harici bir taksim sözleşmesi veya parselasyon planının bulunmadığı taraf vekillerinin beyanı ile sabit ise de; davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmamıştır..." gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda subüt bulmadığından davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup; hükmüne uyulan bozma ilamında uyuşmazlığın niteliği vurgulandıktan sonra yapılması gerekli olan iş ve ilkelere duraksamaya yer bırakmayacak şekilde işaret edilmiştir.Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiştir. Yapılan araştırma, inceleme ve uygulama sonunda; çekişmeli taşınmazın taraflarla birlikte dava dışı birçok paydaşının bulunduğu ve öteden beri bir kısım paydaşların raporda belirtildiği şekilde taşınmaz üzerine yapılan evleri tasarruf ettikleri, taşınmazda davacının kullandığı bir yer bulunmadığı gibi tüm paydaşları kapsayan nitelikte fiili bir kullanım tarzının da oluşmadığı sabittir.Öyle ise, davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca, elatmanın önlenmesi davasının davacının payı oranında kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.