Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11507 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 7441 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ: HAYRABOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 18/01/2012NUMARASI: 2010/285-2012/3Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, 1086 sayılı HUMY'nın 388, 6100 sayılı HMK'nın 298. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 1086 sayılı HUMY'nın 389., yine 6100 sayılı HMK.'nın 297/2. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.Ne var ki, uygulamada 1086 sayılı HUMY'nın 381.maddesinin son fıkrasının 6100 sayılı HMK.'nın 294. maddesinin getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağı geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.İşte bu gibi hallerde, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın 14l. maddesi ile HUMY.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. Somut olayda, değinilen ilke ve yasa hükümleri göz ardı edilerek kısa kararda "Hayrabolu Fahrioğlu köyü 228, 428, 572 parsel nolu taşınmazlarda tapu kaydının miras payları oranında iptali ile davacılar adına tesciline," karar verildiği halde gerekçeli kararda "Hayrabolu Fahrioğlu köyü 228, 428, 572 parsel sayılı taşınmazların davalı E.. kızı N.. U.. adına olan tapu kayıtlarının davacılar E..oğlu L..İ.. ve E.. kızı N.Y. adına kayıt ve tesciline," denilmek suretiyle kısa kararda davacıların miras payı oranında iptal ve tescile karar verilip gerekçeli karada dava konusu taşınmazların tamamının davacılar adına tesciline hükmedilmesi suretiyle kısa karara çelişkili biçimde gerekçeli karar yazılması doğru değildir.Hal böyle olunca, 10.04.1992 gün, 1992/7 Esas, 1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır. Davalı vekilinin, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.