MAHKEMESİ : KARADENİZ EREĞLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/11/2005NUMARASI : 2004/44-647Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 77 yaşında, çeşitli rahatsızlıkları olan kandırılmaya müsait biri olduğunu, eşinin de rahatsızlığı nedeniyle başkalarının desteğine ihtiyaçları bulunduğunu, çocuklarının kendileriyle ilgilenmediğini, durumu bilen davalının, bu zor durumundan yararlanarak, kendisini kandırmak suretiyle .ada .parsel sayılı taşınmazdaki halen oturduğu . nolu bağımsız bölümü gerçek değerinin çok altında bir bedelle satın aldığını ileri sürerek hile ve gabin hukuksal sebeplerine dayalı olarak tapu iptal ve tescili isteğinde bulunmuştur.Davalı, davacı ve eşine uzun süre ailesi ile birlikte baktıklarını hastaneye götürüp getirdiklerini, refakatçı kaldıklarını, birçok masraflarını karşıladıklarını, bu nedenle davacının çekişme konusu daireyi uygun fiatla kendisine sattığını, davacı ile ölünceye kadar taşınmazda oturması konusunda anlaştıklarını, davacının bu nedenle dairede oturduğunu, davacıya bakmaya devam ettiklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, gabin hukuksal nedeninin koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, hile ve gabin hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, gabine ilişkin koşulların gerçekleştiğinden sözedilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanın delillerden; kayden davacıya ait . ad. parsel sayılı taşınmazdaki 2.bodrum kat (2) nolu meskenin kat irtifakına ayrılan 40/960 arsa payının, davacının vekil kıldığı dava dışı H...Ö...aracılığıyla davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, vekil aracılığıyla yapılan temliklerde Borçlar Kanununun 21.maddesinde öngörülen gabin subjektif unsurunun oluşması olanaksızdır. O halde, mahkemece, bu gerekçeyle davanın kabul edilmiş olmasında isabet yoktur.Ancak, davada, gabin hukuksal nedeni yanında hileyede dayanılmıştır.Ne varki, mahkemece, bu konuda bir araştırma yapılmış değildir.Bilindiği üzere; hile,genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.Borçlar Kanununun 28/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir. Hal böyle olunca, hile hukuksal nedeni ile ilgili olarak iddia ve savunma doğrultusunda tarafların delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde delillerin değerlendirilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.