MAHKEMESİ: BÜYÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 05/10/2006NUMARASI: 2002/1854-2006/759Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 8620 parsel sayılı taşınmazda 39/1152 pay karşılığı olarak 51,55,61 ve 64 nolu özel parselleri satın aldığını, davalıların anılan özel parsellere haksız olarak yapılanmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmalarının önlenmesi ve yıkıma, birleşen dosyada ise ecrimisile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ecrimisil istemine ilişkin davayı atiye bırakmıştır.Davalılar, özel parselasyon haritasına göre pay satın aldıklarını, iyiniyetli olarak inşaat yaptıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlar, savunma yoluyla temliken tescil isteğinde bulunmuşlardır. Davanın kabulüne ilişkin kararın temyizi üzerine Dairece “ ... davalılardan A...’ya dava dilekçesinin tebliğ edilmediği, savunma olanağının sağlanması gerektiği” gerekçesi ile bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uygun olarak yapılan yargılama sonunda, davalıların davacıya ait özel parsellere haksız olarak elattıkları gerekçesi ile davanın kabulüne, birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karar, davalılar A.....ve B... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ....raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, paylı mülkiyete konu çaplı taşınmaza elatmanın önlemesi ve yıkım, birleşen dava ise ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 8620 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu, davacı ve bir kısım davalıların dava dışı kişilerle birlikte taşınmazda paydaş oldukları anlaşılmaktadır. Davacı, çekişme konusu taşınmazda özel parselasyon işleminin yapıldığını ve payına bağlı olarak oluşan 51,55,61 ve 64 sayılı özel parselleri satın aldığını, davalıların bu özel parsellere elattıklarını belirterek eldeki davayı açtığı görülmektedir.Gerçekten de, 8620 parsel sayılı taşınmazda tüm paydaşları bağlayacak şekilde özel parselasyon yapıldığı ve çekişme konusu yerlerin davacıya bırakıldığı, davalıların ise anılan bu yerlere haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın elattıkları mahkemece belirlenmek ve bu olgu benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Ancak, eksiğin tamamlatılması suretiyle getirtilen belgelerden çekişme konusu taşınmazın 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar uygulamasına tabi tutulduğu ve yeni imar parsellerinin oluştuğu anlaşılmaktadır. O halde yeni oluşan imar parsellerindeki mülkiyet ve geometrik durumun davacının sıfatını etkileyebileceğinde kuşku yoktur. Doğru sicil oluşturulabilmesi için infaza elverişli olacak şekilde karar verilmesi gerekir.Hal böyle olunca, imar parsellerinin hukuki durumları gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, hukuken varlığı kalmayan kadastral parsel üzerinden karar verilmiş olması doğru değildir. Bir kısım davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.