MAHKEMESİ: ERDEMLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 11/04/2006NUMARASI: 2004/475-82Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları A..O...T...nın yaşlılığından ve ehliyetsizliğinden yararlanılarak maliki olduğu ...parsel sayılı taşınmazın ölünceye kadar bakım koşuluyla davalı kızı ...'...ve ..parsel sayılı taşınmazlarında satış suretiyle davalı damadı A... temlikinin sağlandığını, muvazaayı gizlemek amacıyla taşınmazların diğer davalı M...S...ye danışıklı olarak satışı suretiyle devredildiğini ileri sürerek tapu iptali ve miras payları oranında tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalılar, iddiaların yersiz olduğunu bildirip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, çekişme konusu 19 parsel sayılı taşınmazı miras bırakan tarafından ölünceye kadar bakım koşuluyla davalı kızına temlik ettiği, davalı S....sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiği, .ve .parsel sayılı taşınmazların bedel karşılığı davalı Ahmet'e satıldığı, davacıların engellemeleri nedeniyle taşınmazların diğer davalıya satıldığı, muvazaa iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir Karar, 21.11.2006 tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.11.2006 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden D.A.T. vekili Avukat ile yine temyiz eden S...D....vekili Avukat geldiler davetiye tebliğe rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi 'un tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü : -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden, miras bırakan A....Ö...ın ...parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakım koşuluyla davalı S.... ve ..parsel sayılı taşınmazlarınıda satış yoluyla davalı A.... t...ettiği bu davalılarında 13.2.2004 tarihinde diğer davalı M... S...ye satış yoluyla devrettikleri görülmektedir.Davacılar, söz konusu temliklerin, miras bırakanın tasarruf ehliyetine sahip bulunmadığı bir dönemde gerçekleştirildiği, diğer taraftan işlemlerde mirastan mal kaçırma amacının güdüldüğünü ileri sürmüşlerdir.Söz konusu dava sebepleri yönünden ehliyetsizlik iddiasının kamu düzeni ile ilgili bulunması nedeniyle öncelikle araştırılması sonra diğer hukuki nedenlerin soruşturma konusu yapılması gereklidir.Ne varki mahkemece ehliyetsizlik iddiası yönünde bir araştırma yapılmamıştır.Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Medeni Kanunun “ fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir “ biçimindeki 9. maddesi hükmüyle hak elde edebilmesi, borç ( yükümlülük ) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlamış. 10. maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin ( reşit ) olmayı kabul ederek “ ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. “ hükmünü getirmiştir. “Ayırtım gücü “ eylem ve işlev ehliyeti olarak ta tarif edilerek aynı yasanın 13. maddesinde “ yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk yada bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.Hemen belirtmek gerekir ki, Medeni Kanununun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı 11.6.1941 tarih 4/21)Yukarıda sözü edilen ilkelerin ve yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında bir kimsenin ehliyetinin tesbitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar H.U.M.K.’nun 286 maddelerinde belirtildiği gibi bilirkişinin “rey ve mutaalası” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.Hele ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli tıp kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Medeni Kanunun409/2 maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür. Hal böyle olunca, yukarıda sözü edildiği anlamda gerekli araştırmaların yapılması miras bırakanın ehliyetli olduğunun saptanması halinde diğer hukuki sebeplerin inceleme konusu yapılması gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.428.maddesi gereğince BOZULMASINA,4.12.2005 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 450,00 YTL. duruşma avukatlık parasının karşı taraftan alınmasına alınmasına, 21.112006 peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.