Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11451 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 9692 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: ÜNYE 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 21/06/2007NUMARASI: 2005/337-2007/382Taraflar arasında görülen dava ve birleştirilen davada;Davacı, 421 sayılı parselin kayden paydaşı olduğunu, 425 parsel maliki davalının yaptığı duvar nedeniyle kadim derenin doğal akış yönünü değiştirmek, mermer ve mozaik faaliyeti nedeniyle gerek insan ve gerekse çevre sağlığına, gerekse ürünlere zarar vermek ve taşkın ihata duvarı inşaa etmek suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım, mermer ve mozaik faaliyetine son verilmesini istemiştir.Davalı, davaların reddini savunmuştur.Mahkemece, davalıya ait duvarın 4,65 m2 miktarında davacı taşınmazına taştığının keşfen saptandığı gerekçesiyle, elatmanın önlenmesi ve yıkıma, mozaik faaliyeti ile ilgili işletmenin başkasına ait bulunması nedeniyle bu yöndeki davanın husumetten reddine karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza fiili müdahale ve komşuluk hukukuna aykırılık nedenlerine dayalı elatmanın önlenmesi, yıkım ve faaliyetten men isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Getirtilen kayıt ve belgelerden, davacının 421 sayılı parselin paydaşı, davalının ise komşu 425 sayılı parselin maliki bulundukları, davalı taşınmazındaki mozaik paketleme faaliyetinin işletme ruhsatının ise dava dışı M... I...’a ait olduğu görülmektedir.Davacı, davalı taşınmazında yürütülen mozaik depolama ve paketleme faaliyetinden dolayı meydana gelen tozlanmanın insan sağlığına ve çevreye zarar verdiğini, sınıra yapılan duvarın da hem taşınmazına taştığını hem de yağmur sularının doğal akışını engellediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Gerçekten de, sınırda inşa edilen duvarın davacı taşınmazına toplam 4,65 m2. taştığı, ayrıca yağmur sularının doğal akışını engelleyip birikmeye sebebiyet vererek davacı taşınmazında zarara yol açtığı ; mozaik paketleme faaliyeti nedeniyle yayılan tozun da insan ve çevre sağlığı açısından sakınca yarattığı keşfen saptanmıştır. Açıklanan olgular gözetildiğinde, duvarın yıkımına karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak, suların doğal akışının engellenmesinin duvarın taşkın kısmının yıkımı ile önlenip önlenemeyeceği ya da tamamının yıkımının gerekip gerekmeyeceği üzerinde yeterince durulmamıştır. Bunun yanında, paketleme faaliyeti bakımından arzın maliki davalıya husumet düşeceğinde yanılgı bulunmamakla birlikte, dava, aynı zamanda faaliyetinin men’i istenen işletmenin sahibini de ilgilendirdiğinden, ruhsat sahibinin de davada yer alması gerektiği açıktır. Hal böyle olunca, duvarın taşkın kısmının yıkımı ile suların birikmesinin önlenip önlenemeyeceğinin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanması, birikimin önlenmesi halinde duvarın taşan kısmının yıkımı ile yetinilmesi, aksi halde tamamının yıkılması ; mozaik paketleme faaliyeti hakkındaki dava yönünden ise dava dışı ruhsat sahibinin davaya katılımının sağlanması suretiyle husumetteki eksikliğin giderilmesi, ondan sonra alınması gereken önlemler değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Tarafların temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.