Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11444 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8814 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/02/2013NUMARASI : 2005/197-2013/44Taraflar arasında görülen tapu iptali ile tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .............'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı,mirasbırakan Mehmet ve N. kızı F.. Ç..'ın paydaş maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazın,isim benzerliğinden yararlanan Hacı A. kızı F. (Şükriye) mirasçıları tarafından kayıt maliki "Mehmet ve Aliye kızı Fatma" kendi miras bırakanlarıymış gibi mirasçılık belgesi aldıklarını, veraset ilamında adı geçen "M. ve A.. kızı Fatma" ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olduğuna yönelik köy muhtarı ve ihtiyar heyeti tarafından sahte veraset ilmühaberi düzenlendiğini ve "H. A. kızı F. (Şükriye)" mirasçılarının anılan ilmühaber kullanarak mirasçılık belgesindeki "Mehmet ve Aliye kızı Fatma" ile tapulama tutanağının edinme sebebi hanesinde yazılı "Mehmet ve Aliye kızı Fatma'nın" aynı kişi olduğunun tespitine ilişkin karar aldıklarını, bu arada M.A.'ın Mehmet ve A. kızı F. mirasçıları aleyhine gayrımenkul satış vaadi hukuksal nedenine dayalı açtığı cebri tescil davasının kabul edilerek "Mehmet ve Aliye kızı Fatma"'nın payının Musa adına hükmen tescil edildiğini,ondan da davalı G.'e satış suretiyle temlikinin yapıldığını ileri sürerek tapu iptali ile davacı adına tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, husumet itirazında bulunarak,çekişmeli taşınmazı tapu kaydına güvenerek iyiniyetle satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, veraset belgesinin ceza davası ile sahte olduğunun sabit olduğu, tespit davasına dayanak mirasçılık belgesinin iptal edildiği, davalının da dava konusu taşinmazın hisse durumunu bildiği ve takip ettiği, dolayısıyla iyiniyet savunmasında bulunamayacağı gerekçesi ile mirasbırakan adına tescil hükmü kurmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği, toplanan deliller ve geri çevirme neticesinde temin edilen belgelerden; "Mehmet ve Aliye kızı F.. Ç.."'ın 3/16 oranında paydaşı olduğu ... parsel sayılı taşınmazın, Hacı A. kızı Fatma (Şükriye) mirasçıları tarafından kayıt maliki "M. ve A. kızı Fatma"'nın mirasbırakanları olarak Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.01.2001 tarih 2001/65-30 E.K. sayılı mirasçılık belgesi aldıkları, veraset ilamında adı geçen "M. ve Aliye kızı F." ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olduğuna yönelik köy muhtarı ve ihtiyar heyeti tarafından 06.02.2001 tarihli veraset ilmühaberi düzenlendiği ve "Hacı Ahmet kızı Fatma (Şükriye)" mirasçılarının anılan ilmühaberi kullanarak Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.04.2001 tarih 2001/74-194 E.K. sayılı kararı ile Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.01.2001 tarih 2001/65-30 E.K. sayılı mirasçılık belgesindeki Mehmet ve Al. kızı F. ile Beykoz Tapulama Mahkemesinin 1972/377 E. sayılı dosyası içersinde bulunan tapulama tutanağının edinme sebebi hanesinde yazılı "Mehmet ve Aliye kızı Fatma"'nın aynı kişi olduğunun tespitine ilişkin karar aldıkları ve kararın derecattan geçmek suretiyle 09.11.2002 tarihinde kesinleştiği, bu arada dava dışı M. A. 'ın "Mehmet ve Aliye kızı Fatma" mirasçıları aleyhine Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/598 E. dosyası üzerinden gayrımenkul satış vaadi hukuksal nedenine dayalı açtığı cebri tescil davasının Mahkemenin 2004/349 K. sayılı kararı ile kabul edildiği ve kararın temyiz edilmeksizin 23.06.2004 tarihinde kesinleşerek 20.07.2004 tarihinde Musa adına hükmen tescil edildiği,ondan da 22.06.2005 tarihinde 1965 doğumlu davalı G. 'e satış suretiyle temlikinin yapıldığı,davacının mirasbırakanı "Mehmet ve Nesibe kızı 1880 doğumlu F.. Ç.."'ın 24.01.1951 tarihinde öldüğü,veraset ilamından davacı dışında başkaca mirasçılarının da bulunduğu, davacının da yargılama sırasında 01.03.2011 tarihinde öldüğü ve geri çevirme neticesinde davacı vekili tarafından davacının mirasçıları M. , S., A. ve G.'ün vekaletnamelerinin ibraz edildiği anlaşılmaktadır.Davadaki istek, davacının miras bırakanına ait taşınmazın geçerli olmayan veraset ilişkisine dayalı olarak temlikinin yolsuzluğundan bahisle iptal ve kendi adına tescile dairdir. İsteğin, belirtilen niteliği itibariyle tereke adına olması gerekeceğinde kuşku yoktur. Davacı, Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesi anlamında terekeye ait hakların korunması değil, mülkiyetine ilişkin istekte bulunmuştur. Tereke, elbirliği mülkiyetine tabi olup terekeye ait isteklerin tereke adına ve iştirakçilerin tamamı tarafından yahut tereke temsilcisi aracılığıyla ileri sürülmesi asıldır. Paydaşların kendi adlarına ve paylarına yönelik açtıkları davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gibi, sonradan dava dışı paydasların davaya katılması suretiyle davanın görülebilirlik koşulu da yerine getirilemez. Eldeki davada mirasbırakana ait veraset ilamından davada yer alan mirasçı davacı dışında başkaca mirasçıların bulunduğu görülmektedir. Hâl böyle olunca, görülebilirlik koşulu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere işin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.