Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11410 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 9518 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ : ADANA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/06/2006NUMARASI : 2005/382-284Taraflar arasında görülen davada;Davacı, .. ada ..parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu taşınmazın imar planında yola cephesi olmasına rağmen, kuzey bölümdeki davalı tarafından kullanılan kaçak yapı niteliğindeki dükkanın taşınmazının yola cephesini kapatıp, kullanımını engelleyerek değerini düşürdüğünü ve yol olarak belirtilen yere de müdahale ettiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve yıkım isteminde bulunmuştur.Davalı, çekişme konusu taşınmazı Yüreğir belediyesine ecrimisil bedeli ödeyerek kullandığını, davacının taşınmazı ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının işyerini henüz kullanmaya başlamadığı ve zarar gördüğü hususunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma istemi değerden reddedilerek, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava,komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden,toplanan delillerden; davacının kayden maliki olduğu ..ada .. parsel sayılı taşınmazın önündeki imar yolunda inşa edilen baraka niteliğindeki yapının davalı tarafından tasarruf edildiği görülmektedir.Davacı, söz konusu yapının mülkiyet alanındaki taşınmazının tasarrufunu engellediğini,ticareti açısından rahatsızlık verdiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.İddianın incelenmesi amacıyla yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 2.5.2006 tarihli bilirkişi raporunda davacı işyerinin değer ve faaliyetinin %25 oranında azaltacağı kanaati ileri sürülmüştür.Diğer taraftan dava dışı belediyece davalının çekişmeli taşınmazı tahliye etmesinin istendiği,aksi halde yapının yıkımı cihetine gidileceğinin de davalıya bildirildiği sabittir.Bu durumda,Türk Medeni Kanununun 737. maddesindeki anlamda davalının davacıya rahatsızlık verdiği ve rahatsızlığın zarar boyutuna ulaştığı sonucuna varılmaktadır.Hal böyle olunca,davacı zararının giderilmesi bakımından ne gibi önlemlere başvurulması gerekeceğinin bilirkişiden sorulması,bilirkişice belirlenecek önlem ya da önlemlerden birine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,20.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.