Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11396 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1430 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: SENİRKENT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 02/11/2012NUMARASI: 2011/56-2012/62Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece ,davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan A.'nin 14.02.1992 tarihinde öldüğü,davacı ve davalı ile birlikte dava dışı başkaca mirasçılarının da bulunduğu,dava konusu 11 adet taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu, murisin çekişme konusu taşınmazlardan 49,107,209,348 parselleri 17.05.1989 tarihinde,2212 parseldeki ½ payını da 06.10.1986 tarihinde davalı oğluna satış sureti ile temlik ettiği, kalan ½ payı ise davalının ihaleden satın aldığı, 840 parsel davalının dava dışı M. G.'den 26.03.1981 tarihinde satın aldığı,dava konusu olan 1613 parsel ile 2726,3022 parsellerin 1955 ile1956 yıllarında murisin davalıya hibe etmesi üzerine davalı adına tespit gördüğü ve tesbitin 1957 yılında kesinleştiği, dava konusu edilen 3890,3892,3987 ve 3889 parsellerin de davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Davacı;murisin bir kısım mallarını kadastro tespiti sırasında davalıya intikal ettirdiğini, bir kısım mallarını ise hiçbir ihtiyacı olmamasına rağmen diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile gerçek iradesi hibe olmasına rağmen tapuda satış göstermek suretiyle davalıya bedelsiz olarak devrettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış;davalı, murisin mal kaçırma amacı olmadığını, murisin ölmeden önce tüm çocukları arasında mallarını paylaştırdığını belirterek davanın reddini savunmuş;mahkemece davanın kısmen kabulü ile dava konusu 49,107,209,348 parsel sayılı taşınmazların devrinin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğu gerekçesiyle bu taşınmazlar yönünden davanın kabulüne;840 parseli ise davalının dava dışı kişiden satın aldığı,murisle bir ilgisinin olmadığı,1613 parselin ise davalı adına kadastro sırasında senetsizden ve muris tarafından davalıya hibe edilmesi nedeniyle davalı adına tespit görüp,tescil edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle bu parseller yönünden davanın reddine karar verilmiştir.Mahkemece bu olgular belirlenmek ve benimsenmek suretiyle bu taşınmazlar yönünden kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından,davalının tüm ,davacının ise bu taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davacının diğer taşınmazlar yönünden temyiz itirazlarına gelince;2212 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan payının davalıya satış suretiyle temlik edildiği ve işlemin muvazaalı ve mirasçıdan mal kaçırma amacı ile yapıldığı tüm dosya kapsamı ile sabittir.Öyle ise anılan taşınmaz payı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi; ayrıca red kapsamına alınan 3890, 3892, 3987 ve 3989 parsel sayılı taşınmazların öncesini oluşturan kayıtların getirtilerek mirasbırakan ile bir ilgisinin olup olmadığının saptanması,ondan sonra muvazaa yönünden bir inceleme yapılaması gerekirken eksik inceleme ve soruşturma ile sonuca gidilmesi doğru değildir.Davacının değinilen hususlara yönelik temyiz itirazı yerindedir.Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.