MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/03/2014NUMARASI : 2013/237-2014/137Taraflar arasında görülen tapu iptali tescil, tenkis, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ....’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;KARARDava, tapu iptali tescil, tenkis ve tazminat istemlerine ilişkindir.Davacılar, davalılardan Murat’ın ortak mirasbırakanları F. S. dan aldığı vekaletnameyi kullanarak, 2909,2910 ve 2924 parsel sayılı taşınmazları diğer davalı Nilüfer’e satış suretiyle devrettiğini, mirasbırakanın kız çocuklarından mal kaçırmak ve onları mirasından mahrum bırakmak gayesinin hiçbir zaman bulunmadığını ileri sürerek, vekalet görevinin kötüye kullanılması sebebiyle, her iki davalı el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğinden sözleşmenin feshi ile tapunun iptali ve payları oranında adlarına tesciline, bu mümkün olmazsa, yapılan işlemin kendilerini miras haklarından mahrum etmek ve mal kaçırmak amacı taşıdığından tenkise, olmadığı takdirde mahrum kaldıkları miras payları oranında zararlarının karşılığı olan tazminatın davalı vekil Murat'tan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar; murisin sağlığında bütün evlatlarına mallarından birer parça verdiğini, kızlarından mal kaçırmak gibi bir gayesinin olmadığını, murise oğlu M. tarafından bakıldığını, akli dengesinin yerinde olduğunu, davacı tarafın herhangi bir muvazaa iddiası ileri sürmediğini, vekaletin muristen habersiz kötüye kullanıldığı yönündeki iddiaların asılsız olduğunu, murisin davalı oğlunun borçlarını ödeyebilmesi için arsaların satımını istediğini, satış bedelini oğluna bağışlamak gayesiyle vekaleti verdiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın davalılar tarafından temyizi üzerine Dairece “..Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden davada, öncelikle muris tarafından davalı Murat'a verilen vekaletname gereğince, vekalet görevinin kötüye kullanılmak suretiyle temlikin sağlandığı iddiasıyla tapu iptal ve tescil bu mümkün olmazsa tenkis talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacıların iddiası ve dava dilekçelerinde murisin diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla temlikin yapıldığı ifade edilmediği gibi, tam tersine murisin temliklerinde muris muvazaası olmadığı açıklanmıştır. O halde, davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal olgusu çerçevesinde değerlendirilmesi zorunludur.Hal böyle olunca, taraf delillerinin yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı kanaatine varıldığı takdirde tenkis isteği konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir” gerekçeleri ile bozulmuş olup, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesi ile tapu iptal isteminin kabulü ile, taşınmazın miras payları olan 1/5 pay oranında davacılar ile kalan 1/5 payın davalı Nilüfer adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davalı M. ’ın vekalet görevini kötüye kullandığı ve diğer davalı Nilüfer’le el ve işbirliği içinde hareket ettiği kanaatine varılarak yazılı olduğu şekilde tapu iptaline karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalıların bu konulara ilişkin temyiz itirazlarının reddine.Bilindiği üzere, mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğinde ki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır.Somut olayda, davacılar ve davalı Murat dışında mirasçı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, veraset ilamındaki paylar oranında mirasçılar adına tescile karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması hatalıdır.Davalıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince bu yönlere hasren BOZULMASINA, alınan peşin hacrın temyiz edene geri verilmesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.