MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/02/2014NUMARASI : 2012/618-2014/39Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ....’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.-KARAR-Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacı, kayden maliki olduğu .... parseldeki 23 nolu bağımsız bölümün boşandığı eşi olan davalı tarafından haksız şekilde işgal edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve boşanma davasının kesinleştiği 15.02.2011 tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacının dava konusu yapılan evde oturmasına açık muvafakati olduğunu, taşınmazda yatalak babasına baktığını, öte yandan taşınmazda müşterek çocukları G. V. 'ın oturduğunu, kendisinin evli olup eşi ile birlikte kaldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının haklı bir neden olmaksızın taşınmazda oturmaya devam ettiği gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne; davalının kızı ile birlikte evde ikamet etmesi, tarafların daha öncelerinde evli olmaları, ecrimisilin kötü niyetli işgalciden talep edilebileceği gerekçesiyle ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu kat irtifakı kurulu .... parseldeki 23 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu, tarafların Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15.02.2011 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıkları, davacının davalıya taşınmazı tahliye etmesi ve tahliye tarihine kadar aylık 900,00 TL ecrimisil ödemesi konusunda 06.04.2012 tarihli ihtarname keşide ettiği, ihtarnamenin 11.07.2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki, davalı evli olup eşi ile beraber yaşadığını, zaman zaman kızı Gökçen ve bu evde bulunan yatalak babası sebebiyle eve gelip gittiğini, daimi olarak ikamet etmediğini savunmuş, bu savunması doğrultusunda tanık deliline dayanmış ve ikametgah belgesi ibraz etmiştir. Ancak, davalının ileri sürdüğü ikametgah belgesinde hangi tarihten itibaren bu adreste oturduğu konusunda açıklık bulunmamaktadır.O halde, öncelikle davalının ikametgah belgesinde belirtilen adreste hangi tarihten itibaren oturduğunun saptanması, iddia ve savunma doğrultusunda taraf tanıkları dinlenerek davalının davacı taşınmazını kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise hangi tarihte kullanıma son verdiğinin tespiti gerekirken, belirtilen hususlar açıklığa kavuşturulmadan sonuca gidilmiş olması doğru değildir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir.Öte yandan, davalının dava tarihinden önce taşınmazı kullandığının saptanması halinde 06.04.2012 tarihli ihtarname ile davacının onayını geri aldığı gözetilerek, bu ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 11.07.2012 tarihi ile dava tarihi arasındaki dönemde davalının kullanımı kötüniyetli kabul edilerek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir.Tarafların yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.