Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11345 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21969 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ORDU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/07/2013NUMARASI : 2012/510-2013/396 Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın davacı Neriman yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı N.. D.. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil olmadığı takdirde tenkis isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davacı Nermin yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer davacılar bakımından ise işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan S. D..'ın 06/03/2001 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak sağ eşi Şefika ile çocukları olan davacılar A., Türkan, Nermin ile ilk eşinden olma çocukları davalılar Bayram, Burhan, Turan, Nuri ile dava dışı Havva, Sabiye ve Saliye'nin kaldığı; 1986 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, 946 ve 947 parsel sayılı taşınmazların vergi tahrir kaydı ve harici taksime istinaden Alime ve İ.D..'a isabet ettiği bu kişilerin 1974 yılında 946 parseli davalı Turan'a, 947 parseli ise davalı Burhan'a haricen sattıkları; 966, 967, 968, 984 ve 985 parsel sayılı taşınmazların ise vergi tahrir kaydı ve harici taksime istinaden İ. D..'a isabet ettiği, İ. D..'ın da, 1975 yılında 967, 968 ve 985 parselleri davalı Bayram'a, 966 ve 984 parselleri ise davalı Nuri'ye haricen sattığından bahisle davalılar adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davacılar, mirasbırakan Salim Duman'ın kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla muvazaalı şekilde taşınmazları davalılara temlik ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlar, yargılama sırasında davacı Nermin davasından feragat etmiştir. Bilindiği üzere, tapusuz taşınmazlardaki zilyetlikten ibaret olan hakkın devrine ilişkin sözleşmeler hiçbir şekil şartına bağlı değildir. Bu tür sözleşmeler ve bu şekilde devredilen haklar bakımından 01.04.1974 gün ½ Sayılı İçtihatları Birleştirme Kararının uygulama olanağı da bulunmamaktadır. Bir başka ifadeyle tapusuz taşınmazların mülkiyeti, zilyetliğin devri suretiyle geçtiğinden, bu tür temliklerin muris muvazaasına konu edilmeleri mümkün olmayıp, koşullarının varlığı halinde ancak tenkise tabi tutulabilirler. Somut olayda; dava konusu taşınmazlar henüz tapuya kayıtlı değilken, kadastro çalışmaları sırasında senetsizden davalılar adına tescil edildiğinden eldeki davada, muris muvazasına ilişkin kuralların ve anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Diğer taraftan, taşınmazların dayanak kayıtları ve özellikle kadastro tutanakları değerlendirildiğinde, Alime ve İ.D.. tarafından davalılara devredildiği, mirasbırakan S. D.. tarafından davalılara yapılmış herhangi bir temlik yada kazandırma bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın tenkis davası olarak yürütülmesi de mümkün değildir. Hal böyle olunca; davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davalı N.. D..'ın temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.