Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11322 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4609 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 20. (ÜMRANİYE 3 KAPANAN) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/09/2011NUMARASI : 2011/294-2011/389Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 41 ada 50 parsel sayılı taşınmazda davacıların paydaş oldukları, Ümraniye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12.09.2007 tarih ve 2005/125 E. 2007/447 K. sayılı dosyasında davacılar tarafından davalı yüklenici N. A..aleyhine kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, maddi manevi tazminat istemiyle dava açıldığı ve sözleşmenin feshedilerek kararın 28.01.2010 kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı, çekişme konusu taşınmaz ile ilgili olarak dava dışı yüklenici ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, ancak sözleşmenin kesinleşen mahkeme kararı ile feshedildiğieni, davalının yükleniciden satın aldığı daireyi haksız olarak işgal ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış; davalı savunmasında, taşınmazı yükleniciden haricen 15 yıl önce satın alarak kaba inşaat halindeki taşınmaza iyi niyetli zilyet olarak zorunlu ve faydalı masraflar yaptığını, davanın reddine karar verilmesini gerektiğini, aksi halde yapılan masrafların tespiti ile hapis hakkı tanınmasını istemiştir. Mahkemece, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan ve tasarrufunu haklı kılan bir neden bulunmadığı anlaşıldığına göre elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Hemen belirtilmelidir ki; haricen satış, satın alan kişi yönünden akidine karşı ileri sürülebileceği kişisel hak sağlar. Davalı çekişme konusu bölümü haricen dava dışı yükleniciden satın aldığını savunduğuna göre, haricen satıştan kaynaklanan haklarını davacılara karşı değil,dava dışı yükleniciye karşı ileri sürebilir. Davacıların mülkiyet hakkı karşısında haricen satın almadan kaynaklanan kişisel hakka değer verilemeyeceği gibi davalının harici satın almadan kaynaklanan hapis hakkına sahip olamayacağı da tartışmasızdır. Öte yandan; davalının yükleniciden haricen satın aldığı bölümü 15 yıl gibi uzunca bir süre kullanıp kullanmadığı, bu kullanımına uzun bir süre ses çıkartılıp çıkartılmadığı hususlarının araştırılarak, anılan bu olguların belirlenmesi halinde, davalının bu dönem yönünden iyiniyetli zilyet konumunda olacağı ve TMK'nun 994. maddesi uyarınca iyiniyetli zilyedin, yaptığı zorunlu ve faydalı giderlerin tazminini talep edebileceği ve bu tazminat ödeninceye kadar da hapis hakkı doğacağı açıktır. Hal böyle olunca; taraf delillerinin eksiksiz bir şekilde toplanması, mahallinde uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılması, davalı tarafça zorunlu ve faydalı giderler yönünden dayanılan belge ve senet asılları istenerek zorunlu ve faydalı masraflar yaptığı kanıtlanır ise bu bedel üzerinden TMK'nun 994. maddesi uyarınca hapis hakkı doğup doğmadığının değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.