Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1131 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 12364 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ: MANAVGAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 12/09/2006NUMARASI: 2005/806-640Taraflar arasında görülen davada;Davacı, dava konusu .no'lu parselin miras bırakandan kaldığını ve mirasçılar arasında taksim edildiğini, davalı kardeşi H..'nin kendisine ait bölüme müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve uğradığı kazanç kaybının tahsilini istemiştir.Davalılar, taşınmazda yapılan fiili taksimden sonra başka mevkideki yerlerini davacı ile takas ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalıların savunmasına değer verilmek suretiyle dava reddedilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi M..A..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Getirtilen kayıt ve belgeler ile mahallinde gerçekleştirilen keşif ve bilirkişi raporlarından, çekişme konusu .. sayılı parselin davacı ile davalılardan H...’nin ve dava dışı üç mirasçının miras bırakanları A..Y...adına kayıtlı olduğu, kayıt malikinin ölümünden sonra taşınmazın tüm mirasçıları arasında haricen taksim edildiği görülmektedir.Davacı, taşınmazda kendisine isabet eden bölümü haklı bir neden bulunmaksızın davalıların kullandığını ileri sürerek eldeki davayı açmış ; davalılar ise harici paylaşımdan hemen sonra davacı ile yapılan trampa uyarınca anılan bölümü kullandıklarını, davacıya da başka taşınmazdan yer verildiğini savunmuşlardır.Gerçekten de ; belirtilen olgular, tanık anlatımları ve tüm dosya içeriği ile birlikte değerlendirildiğinde, taşınmazın elbirliği halindeki malikleri arasında mevcut taksimin geçerli ve bağlayıcı bulunduğu, bu taksimde davacıya düşen çekişmeli kısmın davalılarca tasarruf edildiği, karşılığında da davalı H..ye ait başka taşınmazdaki yerin davacı tarafından kullanıldığı sonucuna varılmakta ise de, bu durumun savunmada iddia edildiği gibi hukuki anlamda bir trampa anlaşmasından değil, karşılıklı muvafakatten kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Öyle ise, davalıların kullanımının davacının muvafakati ile sürdürüldüğü gözetildiğinde tazminat isteğinin reddedilmesi doğrudur. Davacının değinilen hususa yönelik temyiz itirazı yerinde değildir, reddine. Ne var ki, dava açılmakla muvafakat geri alındığına göre, davalıların el atmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddedilmesi isabetsizdir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.