Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11309 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 9571 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: MALATYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 23/05/2006NUMARASI: 2002/339-2006/289Taraflar arasında görülen davada;Davacı, dava konusu 49 parsel A 3 blok 8 nolu dairesinin satışı konusunda dava dışı eşi N.. ile davalının anlaştıklarını, davalının eşinin olmadığı bir sırada evine gelerek evin 50.000 DM’ye satışı konusunda eşi ile anlaştığını tapuyu vermesi gerektiğini söyleyerek kendisini tapuya götürdüğünü, tapuda satış işleminin yapıldığını, ancak sonradan gerçekte kocası ile davalının anlaşmadığını hile ile kendisini kandırdığını anladığını, davalının ödediği bedelleri davalıya iade ettiğini ileri sürerek, tapu iptal tescil olmadığı takdirde satış bedelinin tazmini ile manevi tazminat isteklerinde bulunmuştur. Davalı, dava konusu taşınmazın satış işlemlerinin dört gün sürdüğünü, davacının eşinin değer artışı farkı nedeniyle baskı yaptığını, ceza davasında beraat ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, hilenin ispat edilemediği gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davacının subut bulan davalıya ait banka kredisini ödemesinden dolayı alacaklı olduğunun anlaşılması nedeniyle davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Karar, taraf vekilleri tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteğinin tebliğ giderleri yatırılmadığından reddiyle gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmadığı takdirde, alacak ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.Mahkemece, alacak isteğiyle ilgili olarak davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere; hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, özellikle, davacının kayden maliki olduğu çekişme konusu 198 ada 49 parsel A Blok, 3.kat 8 nolu meskenin 26.5.2000 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik işleminin hileden ari olarak davacının iradesi ve isteği ile gerçekleştirildiği mahkemece belirlenmek suretiyle tapu iptal ve tescili isteğiyle manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak, davacı, taşınmazın satış bedelinin kendisine ödenenden daha fazla ve 50.000 mark olduğu halde, kendisine 3000 mark verildiğini ileri sürerek, bakiye kısmın davalıdan tahsilini istemiş, davalı da satış bedelini davacıya ödediğini, ödenmeyen bir meblağ bulunmadığını savunmuştur.Oysa, mahkemece bu iddia üzerinde durularak bir araştırma yapılmamış, taraf delilleri toplanarak irdelenip değerlendirilmemiştir. O halde, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir.Davalının, temyiz itirazlarına gelince; gerçekten de, davalının davacıdan satın almak suretiyle edindiği çekişme konusu taşınmazın sicil kaydına ipotek tesis etmek suretiyle kredi çektiği ve bir müddet sonra da kredi borcunun bankaya ödenmek suretiyle kapatıldığı banka kayıtlarıyla sabittir.Davacı, davalının bankaya olan kredi borcunu eşi Nebi'nin ödediğini, davalı ise kendisinin ödediğini bildirmiştir. Bu husus yani davalının bankaya borçlu olduğu kredinin kendisi tarafından ödenmediği davacının da kabulündedir. O halde, bu işleyişten kaynaklanan varsa bir alacak ve ödenecek bir meblağ taraflarının Nebi ile davalı olacağı açıktır. Bir başka anlatımla, anılan ilişkinin davanın konusunu oluşturmadığı, alacağın nakli söz konusu edilmediğine göre davacıyı ilgilendirmediği ayrı bir davaya konu teşkil edeceği kuşkusuzdur.Ne varki, mahkemece; yanılgılı değerlendirmeyle bankaya dava dışı kişi tarafından yatırıldığı var sayılan kredi miktarının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının, bu yöne ilişkin temyiz itirazı da yerindedir.O halde, tarafların temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince belirtilen hususlara hasren BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.