Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11297 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1624 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2011/593-2013/435Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.10.2015 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen vekili Avukat S. G. geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi S. A. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve miras payı oranında tescil olmazsa tenkis isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan M. T. 'ın 04.04.2005 tarihinde boşanmış olarak öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı oğlu Adnan, davalı oğlu Ayhan ile dava dışı torunu Murat'ı bıraktığı, mirasbırakanın kayden maliki olduğu 3134 ada 176 parsel sayılı taşınmazdaki mesken nitelikli 8 no'lu bağımsız bölümü 09.06.2003 tarihli akitle, davalı N.. G..'e satış yoluyla temlik ettiği, onun da 08.07.2004 tarihinde 8 no'lu daireyi mirasbırakanın oğlu davalı Ayhan'a satarak devrettiği, taşınmazın tapu kaydına 20.03.2013 tarihinde riskli yapıdır şerhi işlendiği ve 09.05.2013 tarihinde kat mülkiyetinin terkin edilerek taşınmazın cinsinin arsaya dönüştürüldüğü, arsa vasıflı 3134 ada 176 parsel sayılı taşınmazda davalı Ayhan'ın 63/1000 olarak paydaş kılındığı anlaşılmaktadır. Anılan temliki işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve bu olgu benimsenmek suretiyle davacının mirasçılık belgesindeki payı oranında davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ne varki; çekişmeli taşınmazın yargılama sırasında kat mülkiyeti terkin edilerek arsa olarak tescil edildiği ve davalının paydaş yapıldığı gözetilerek yeni oluşan duruma göre arsa payı üzerinden hüküm kurulması gerektiği hâlde hukuki dayanağı kalmayan başka bir deyişle tapudan terkin işlemi ile kaydı kapatılan bağımsız bölüm üzerinden karar verilmiş olması doğru değildir. Anılan bu husus, 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesinde düzenlenen doğru sicil oluşturma ilkesinin bir sonucu olup verilen karar dolu pafta ilkesine aykırı düşmektedir. Hakkında hüküm kurulan bağımsız bölüm hukuki varlığını kaybettiğine göre infaz kabiliyetinin bulunmadığı da sabittir. Öte yandan, devletin sicil oluşturmadan kaynaklanan görevi ve kamu düzeniyle ilgili olduğundan mahkemece re’sen gözetilmesi gerekeceği de kuşkusuzdur.Hâl böyle olunca; kat mülkiyeti terkini yoluyla oluşan parsel ve mülkiyet durumuna göre hüküm tesisi gerekirken infazı mümkün olmayacak şekilde sayfası kapatılan eski bağımsız bölüm üzerinden karar verilmesi isabetsizdir.Kabule göre de, davacının dava konusu ettiği ve mirasbırakının temlikine konu olan taşınmaz 3134 ada 176 parsel 8 no'lu bağımsız bölüm olduğu halde 3134 ada 176 parseldeki 7 no'lu bağımsız bölüm hakkında karar verilmesi de doğru değildir.Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.