MAHKEMESİ: AKSARAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 19/04/2006NUMARASI: 2004/347-142Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki bulunduğu .parsel sayılı taşınmazı davalının bina ve bahçe yapmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesine ve yapıların yıkımına karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazı atalarından intikalen uzun yıllardır kullandığını, davacının yapıların varlığını bilerek taşınmazı edindiğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Karşı davasında;.parsel sayılı taşınmaza iyi niyetle yapılaştığını,yapı değerinin arsa değerinden fazla olduğunu ileri sürüp tapu kaydının iptali ile taşınmazın temliken adına tesciline,olmadığı taktirde irtifak hakkı tesisine,bu da olmadığı taktirde 5.000.000.000.-TL.yapı değerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza davalının haksız yapılaştığı,yıkımın fahiş zarara neden olacağı,Türk Medeni Kanununun 723/3 maddesi gereğince enkaz bedelinin davalıya ödenmesi gerektiği,davalı yararına temliken tescil koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı ve davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla tetkik hakimi E.K.’in raporu okundu. Düş??ncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava,çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi,yıkım; karşı dava,temliken tescil isteklerine ilişkindir.Dosya içeriğinden,toplanan delillerden;davalının kayden davacıya ait bulunan . parsel sayılı taşınmazı tasarruf bütünlüğünü bozacak şekilde yapılaşıp işgal ettiği, söz konusu işgalin haklı ve geçerli bir nedeni bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, temliken tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak; davalının davacı taşınmazına yapılaşmasının iyi niyete dayalı bulunmadığı açıktır. Diğer taraftan, işgale konu yapıların değerleri ve nitelikleri dikkate alındığında yapıların yıkımının aşırı zarar doğuracağını söyleyebilme olanağı da yoktur.Hal böyle olunca; yıkım isteğinin bedelsiz olarak kabulüne karar verilmesi gerekirken bu konuda yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.11.2006 inde oybirliğiyle karar verildi.