Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11285 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 9590 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : POLATLI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/09/2006NUMARASI : 2003/370-2006/673Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, kök muris H...'ın 4.8.1992 tarihinde ölümüyle mirasçı olarak eşi miras bırakan eşi ile yeğeni davalı S...in kaldıklarını, ancak yanlış veraset ilamı ile H.adına müstakil veya paylı şekilde kayıtlı 124, 128, 277, 479 ve 615 ile 172 ada 2 sayılı parsellerin intikalinin Besi'nin miras payı 2/4 olması gerekirken 1/4' müş gibi yapıldığını ve B...'nin aynı gün, intikal eden bu paylarını mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı V..a temlik ettiğini, davalı S.... de 2/4 olması gereken miras payı yerine 3/4 oranında lehine yapılan intikalden sonra 124,128,277, 429 ve 615 sayılı parsellerdeki anılan hisselerini muvazaalı biçimde eşi olan diğer davalı H.. H..'a devrettiğini, yine 172 ada 2 parsel sayılı taşınmazın dava dışı Polatlı Belediyesi ile encümen kararı ile takası sonucunda alınan 1587 ada ve 1582 ada 14 sayılı parseller ile 479 sayılı parselin davalılar ...tarafından iyiniyetli üçünçü kişilere satıldıklarını ileri sürerek, tapu iptali ve miras payları oranında tescil ile tazminat isteklerinde bulunmuşlar, bilahare tazminat miktarını ıslah ile arttırmışlardır.Davalılar, iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, muvazaa ve ketmi verese olgusu sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, ketmi verese ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 124,128, 277 ve 615 parsel sayılı taşınmazlar bakımından Polatlı Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 18.11.2003 tarih ve 733-918 sayılı ve Yüksek Yargıtay 2.Hukuk Dairesi tarafından onanmak suretiyle kesinleşen hasımlı veraset ilamı dikkate alınarak, ketmi verese olgusu belirlenmek ve davalı H...H...K...'un da bu olguyu bilen ya da bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu benimsenmek suretiyle, ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilmesi olması kural olarak doğrudurNe varki, Z... Ş... eşi H..kızı E... Ş...'ün dava dilekçesinde davacı olarak gösterilmediği ve böylece usulune uygun olarak açtığı bir dava bulunduğundan sözedilemeyeceği gözetilmeksizin, adı geçen lehine de iptal ve tescil hükmü kurulmuş olması isabetsizdir.Ayrıca, davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak da istemde bulunulmuştur.Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçek-ten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirascısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirascılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı,miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı,davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Somut olaya gelince; yukarıda değinilen ilkeleri kapsar biçimde araştırma ve soruşturmanın yapıldığını söyleyebilme olanağı bulunmadığı gibi, tazminat istemine konu taşınmazlar bakımından da alınan bilirkişiler raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu söylenemez.Hal böyle olunca, ketmi verese iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davası bakımından E.. Ş...tarafından usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığının gözetilmesi, davada ileri sürülen diğer iddia ve istekler yönünden ise, yukarıda açıklanan ilkeleri çerçevesinde gerekli araştırma, soruşturma ve inceleme yapılması, uzman bilirkişi ya da bilirkişiler kurulundan denetime elverişli ve hükmün infazını sağlayacak biçimde yeterli rapor alınması, toplanan ve toplaancak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.