MAHKEMESİ: GAZİANTEP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 21/04/2011NUMARASI: 2010/92-2011/236Yanlar arasında görülen tapu iptali, tescil ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, davalı A.T. yönünden açılan davanın reddine, diğer davalı hakkında açılan davanın tefrikine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29.11.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat C. G. A.ile diğer temyiz eden davalı A. T. vekili Avukat Z.A. geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz edilen davalı asil gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkin olup, Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, davalı vekil M. hakkındaki bedele yönelik davanın tefrikine karar verilmiştir.Gerçekten de, çekişmeli taşınmazdaki davacıya ait satışı öngörülen payın davacının miras bırakanı M.'dan intikalen geldiği, oysa anılan payın sicil kaydı M. üzerinde iken haricen davalı A.'nin murisine satıldığı ve taşınmazın uzun yıllardır fasılasız ve nizasız vaziyette davalı A. tarafından kullanıldığı ve vekaletinde bu satışın resmiyete intikal ettirilmesi bakımından verildiği aksi kanıtlanamayan tanık ifadeleri ile sabit olup, Mahkemece de bu olgu benimsenmek suretiyle tapu iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Öyle ise davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle tapu iptal ve tescil isteğinin reddi yönünden verilen kararın ONANMASINA.Davacının diğer davalıların ise, temyiz itirazlarına gelince; eldeki davada, tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde taşınmazın satışından kaynaklanan bedel istenmiştir. İstekler kademeli olup, birisinin reddi halinde dava ekonomisi bakımından aynı dava içerisinde diğer isteğin de çözümlenmesi gerekeceğinden Mahkemece, bedel isteği bakımından davanın tefriki yönünde verilen kararın isabetli olduğu söylenemez. Öyle ise, öncelikle haricen satış yapan davacının murisi M.'ya harici satış bedeli ödenip ödenmediğinin, ödenmiş ise davacının bedelden kaynaklanan iddiası ve davalının da bu yöne ilişkin savunması gözetilmek suretiyle işin esası bakımından bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi; çekişmenin taşınmazın aynına yönelik olduğu ve davanın nispi harca tabi olacağı, buna bağlı olarak tapu iptal ve tescil davası reddedildiğine göre davalı A. yararına nispi Avukatlık Ücreti verilmesi gerekirken maktu Avukatlık Ücretine hükmedilmiş olması da doğru değildir.Hal böyle olunca tarafların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekilleri için 825.00.'er-TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 15.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.