Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11256 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2551 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/12/2012NUMARASI : 2012/550-2012/757Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, çekişmeli taşınmazların davacıların miras bırakanı adına kayıtlı iken yolsuz olarak M. Ç..adına intikal ettirildiği, aynı kişi tarafından da kısa aralıklarla düşük bedellerle temlikler yapıldığı, kısa aralıklarla yapılan temlikler ve özellikle ceza dosyasındaki delil ve beyanlar dosya içeriği ile birlikte değerlendirildiğinde, davalıların tescilin yolsuz olduğunu bildikleri veya bilmesi gereken kişi konumunda oldukları, diğer taraftan satışların genel hayat tecrübelerine ve hayatın olağan akışına göre normal görüşlü bir insandan gösterilmesi beklenen dikkat ve özenle yapılmadığı, taşınmazların değerleri ile satış bedelleri arasında fahiş fark bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, temyizi üzerine Dairece ''..davanın kabul edilmiş olmasının kural olarak doğru olduğu, davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazların yerinde olmadığı, ancak veraset ilamında belirtilen mirasçılar adına payları oranında tescil hükmü kurulması gerekirken ölü kişi adına tescil kararı verilmiş olmasının isabetsiz olduğu ve çekişmeli taşınmazların imar uygulaması sonucu değişik imar parsellerine gittiği halde hükmün kapatılan eski kadastral parseller üzerinden kurulmasının da isabetli olmadığı..'' gerekçeleri ile bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Yukarıda açıklandığı üzere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ne var ki; davacılar murisi B. oğlu Ş..'nün mirasçılarını gösteren bir birinden farklı 3 adet mirasçılık belgeleri olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Şanlıurfa Asliye Hukuk Mahkemesince 1962/83 E-47 K. sayılı ilamda davacılar ve muristen sonra ölen eşinin mirasçı olarak gösterildiği, yine Şanlıurfa 1 Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan 2007/110 E-221 K. sayılı mirasçılık belgesinde ise mirasçısı olarak dava dışı M. Ç..'nin belirlendiği, daha sonra hasımlı olarak alınan 2008/177 E-372 K.sayılı veraset ilamında ise ''....2007/110-221 sayılı mirasçılık belgesindeki 1 payın tek mirasçı M.Ç..'ye aidiyeti kısmının aynen muhafazasına; 1962/83 E-47 K. sayılı mirasçılık belgesi olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına..'' dair karar verilmiş ve bu kararın temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır.Bu durumda, muris B..'in mirasçılarını gösterir bir birinden çelişkili üç adet veraset ilamı mevcuttur.Hal böyle olunca; davacılara sözü edilen üç mirasçılık belgesi arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından dava açması için süre verilmesi, dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi ve B.. mirasçılarının tartışmaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesinden sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.