Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11254 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 7925 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : AKHİSAR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/03/2012NUMARASI : 2011/34-2012/240Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı, pay oranında tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden miras bırakan N.'nin 20.05.2009 tarihinde vefat ettiği, mirasçıları olarak davanın tarafları ile dava dışı eşi ve çocuklarının kaldıkları, miras bırakanın 10 parsel sayılı taşınmazdaki 3/6 payını 13.02.2002 tarihli satış sözleşmesi ile davalıya devrettiği, miras bırakanın İzmir'de bulunan 26457 Ada 1 ve 2 (11 ve 12) parsel sayılı taşınmazları da davalı ve davalının oğlu A.a satış suretiyle temlik ettiği, davacıların miras bırakanın ilk eşinden olma kızları, davalının ise ikinci eşinden olma tek erkek evladı oldukları anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.Somut olaya gelince miras bırakanın yurt dışından emekli olduğu, mal satmaya, paraya ihtiyacının olmadığı, ilk eşinden olma davacı kızları ile ilgilenmediği, davacıları anneannelerinin büyüttüğü, miras bırakanın İzmir'de davalı oğlu ile birlikte yaşadığı, tüm mal varlığını davalı ve davalıdan olma torununa aktardığı, somut olgular yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde temlikin kız çocuklarından mal kaçırma amacıyla yapıldığı, bir başka ifadeyle muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır.Hal böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.