MAHKEMESİ: SORGUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 25/07/2007NUMARASI: 2005/584-2007/227Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakan babası C...D..'ın ilk eşinden olma kızı olduğunu, babasının 38, 214, 215 ve 420 sayılı parsellerini ikinci eşi ve ondan olma üç çocuğuna kaçırmak amacıyla yakın arkadaşı davalıya emaneten devrettiğini ileri sürerek, payı oranında iptal-tescil isteşitir.Davalı her nekadar öğretmenlik yapsa da taşınmaz alım-satımıyla da uğraştığını, taşınmazların murisin ihtiyacı nedeniyle satıldığını, bedellerini ödediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, muvazaa olgusunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteğe değer yönünden reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, m..muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Getirtilen akit tablosu ve sunulan veraset ilamından, çekişme konusu 38, 214 ve 215 sayılı parsellerin tamamı ile 420 sayılı parselin 1/3 payının miras bırakan C... adına kayıtlı iken 9.3.2004 tarihli akitle davalı K....satış yoluyla devredildiği, aynı akitte miras bırakana ait dava dışı 224 sayılı parselin de davalıya temlik ettiği, miras bırakanın 22.1.2005 tarihinde ölümüyle geriye mirasçısı olarak birlikte yaşamış olduğu kişiden olma kızı davacı M... ile resmi eşi A.. ve ondan olma üç çocuğunun kaldığı görülmektedir.Davacı, çekişmeli taşınmazların temlikinin, diğer mirasçılar lehine kendisinden mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde gerçekleştirildiğini, davalının, miras bırakanın yakın arkadaşı olup emanetçi konumda bulunduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır Dosyada toplanan delillere göre, davaya konu taşınmazların akitteki bedelleri ile gerçek değerleri arasında aşırı fark saptandığı, miras bırakanın sarraflıkla uğraştığı, oldukça varlıklı olduğu, taşınmaz satmasını gerektiren haklı ve geçerli bir nedenden söz edilemeyeceği, ayrıca, ortağı olduğu fabrikadaki iş kazası nedeniyle ödendiği söylenen tazminatın ve son zamanlarında yakalandığı hastalığının mal satılmasına yol açacak bir etki yaratmayacağı, miras bırakanın yakın arkadaşı olan davalının ise söz konusu taşınmazalı satın alabilecek ekonomik gücünün bulunmadığı, aşamada ibraz ettiği banka dekontlarından 22.3.2004 tarihlisindeki bedelin kim tarafından ödendiğinin belli olmadığı, 10.3.1004 tarihli olandaki bedelin davalı tarafından yatırıldığı gözükse de aynı gün çekildiği ve taşınmaz satışı karşılığında yatırıldıklarının da kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Bunun yanında, öğretmenlik yapan davalının bu kadar değerli taşınmazları edinmesinden eşinin haberdar olmaması da hayatın olağan akışına terstir.Yukarıda değenilen olgular tüm dosya içeriği ile birlikte değerlendirildiğinden, çekişmeli taşınmazların davacıdan mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde davalıya devredildiği kanaatine varılmaktadır.Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu reddedilmesi isabetsizdir. Davacının, temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.112007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.