Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11157 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8106 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: UZUNKÖPRÜ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 22/01/2013NUMARASI: 2012/437-2013/28Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, tarafların 1999 yılından bu yana taşınmazları aynı şekilde kullandıkları, bu durumun aralarında zımni bir rızai taksim anlaşmasının bulunduğu anlamına geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1479 ve 1480 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazların 1/2'şer paylarla davacı ve davalı adlarına kayıtlı olduğu, uzun süredir 1479 sayılı parseli davalı, 1480 sayılı parseli davacının kullandığı, davacı M..tarafından davalı İ.. aleyhine Meriç Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/371 Esas sayılı dosyasında 7.5.2010 tarihinde açılan ortaklığın giderilmesi davasında, taşınmazların 3083 sayılı Kanunun 13.maddesi kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilerek 26.6.2012 tarihinde kesinleştiği, davacının; kendisinin kullandığı taşınmazın 2009 yılında Meriç Nehri'nin taşması nedeniyle kum tabakası ile kaplanarak ekim yapılamaz hale geldiğini ileri sürerek davalının 1479 sayılı parselin tamamını kullanımından kaynaklanan kendi payına düşen ecrimisil ve ayrıca, 1480 sayılı parseli kullanamaması nedeniyle mahrum kaldığı ürün bedelinin davalının payına düşen kısmının tahsili isteği ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Türk Medeni Kanunun 693.maddesine göre, paydaşlardan her biri diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir. Ne var ki, söz konusu yararlanma, ancak diğer paydaşların haklarına saygı gösterildiği oranda hukuksal himaye görebilir. Bir paydaşın müşterek taşınmaz malın tümünü elinde bulundurması ve diğer paydaşın da yararlanma istemini bildirmesi halinde taşınmazdan yararlanmayan paydaşın ecrimisil isteminde bulunabileceği açıktır. Bu durumda, davalı paydaşın ecrimisilden sorumlu tutulabilmesi için taşınmazı bizzat kullanması ya da kiraya vererek başkalarına kullandırması şart olmayıp, kendi tasarrufunda tutarak davacı paydaşın kullanımına engel olması da yeterlidir. Somut olayda, 1480 parsel sayılı taşınmazın uzun yıllardır davacının tasarrufunda olup davalının bu taşınmazda bir yer kullanmadığı ve davacının taşınmazı son yıllarda kullanamamasının davalının eylemlerinden kaynaklanmadığı gözetildiğinde 1480 sayılı parsel için talep edilen mahrum kalınan ürün bedelinin tahsili yönünden davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, dava konusu taşınmazlardan 1479 sayılı parselin tümünün uzun yıllardır davalının tasarrufunda olduğu, davacı paydaşın bu taşınmazdan yararlanamadığı ve davacının 7.5.2010 tarihinde açtığı ortaklığın giderilmesi davasının aynı zamanda taşınmazdan yararlanma isteğinin karşı tarafa bildirimi niteliğinde olduğu gözetilerek, delillerin buna göre değerlendirilmesi ve davalının 1479 parsel sayılı taşınmaz bakımından ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı tarihten sonraki dönem için ecrimisilden sorumlu tutulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.Davacının, temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 3.7.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.