Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11142 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 7271 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : URLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/09/2011NUMARASI : 2007/383-2011/316Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı pay oranında iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, miras bırakanın akit tarihinde ehliyetsiz olduğu gerekçesi ile tapu iptal ve muris M.A. mirasçıları adına tescile karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kayden miras bırakan M.A.'ya ait çekişme konusu 1507 parsel sayılı taşınmazın 12.7.2005 tarihli akitle ve ölünceye kadar bakım kaydıyla davalıya temlik edildiği görülmektedir. Davacılar, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ve akit tarihinde murisin ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek payları oranında tapu iptal ve tescil isteğiyle eldeki davayı açmışlardır. Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu açıktır. Davacılar dışında başka mirasçının bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs.gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği ( TMK. 640. Md. ) tartışmasızdır. Türk Medeni Kanununun 701. maddesi uyarınca isteğin niteliğine göre pay oranında dava açılmasına olanak yoktur. Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 702/4.maddesinin de olayda uygulama yeri bulunmamaktadır.Somut olayda, mirasbırakanın akit tarihinde ehliyetsiz olduğu İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden elde edilen raporla saptanmış olup, davacılar tarafından ehliyetsizlik hukuki sebebine dayalı olarak pay oranında dava açıldığı gözetildiğinde davanın dinlenme olanağının bulunduğu söylenemez. Kabule göre de, dava dışı mirasçı T.A. bulunduğu halde, bu mirasçıyı kapsar şekilde karar verilmiş olması da isabetsizdir.Hal böyle olunca; dava tereke adına açılmadığından (tüm mirasçıları kapsar nitelikte bulunmadığından) davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının, bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.