Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11130 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 8570 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ: ERDEMLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/12/2003NUMARASI: 2000/579946Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, dava konusu . Ada . parsel sayılı taşınmazın taşlık kayalık yerlerden olup zilyetlikle kazanılamayacağını ileri sürerek tapu iptali tescil istemiştir.Davalı taraf davanın reddini savunmuştur.Davanın kısmen kabulüne ilişkin mahkeme kararı Dairece araştırma ve uygulama eksikliği nedeniyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak tamamlanan soruşturma sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşlık, kayalık yerlerden bulunduğu iddiasına dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.Davanın kısmen kabulüne dair kararın Dairece bozulması üzerine, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yapılan soruşturma sonucunda uzman bilirkişilerce düzenlenen raporlarda, taşınmazın kısmen tarım arazisi, kısmen de taşlık kayalık vasfını taşıdığının bildirildiği görülmektedir.Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle davanın kısmen kabulüne; davadan önce ölen davalı bakımından ise davanın reddine karar verilmiştir.Ancak, ileri sürülen iddianın içeriği ve davanın hukuki niteliği itibariyle Hazine'nin eldeki davayı paylı mülkiyet üzere davalılar adına kayıtlı taşınmazın bütününe yönelik olarak açtığı, gerçekten de taşınmazın bir kısmının taşlık kayalık vasfı itibariyle 3402 Sayılı Yasanın 16/C maddesinde sayılan tescil edilemeyecek yerlerden olduğu , aynı Yasanın 18.maddesi kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır.Bu durumda müşterek malın tamamına ilişkin (bölünemeyen) bir taleple açılan davalarda müşterek malikler arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu başka bir anlatımla paydaşların tümünün davada yer almaları gerekeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, davadan önce öldüğü anlaşılan davalının mirasçılar hakkında ayrı dava açması için Hazine'ye önel tanınması, açıldığı takdirde her iki davanın birleştirilmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi yerine, mahkemece re'sen (kendiliğinden) gözetilmesi gereken usul kuralı göz ardı edilip yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulüyle, hükmün HUMK'nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA,15.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.