MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.07.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ... ve vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kat mülkiyeti kurulu 4832 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu meskenin davacı firma adına kayıtlı iken 15.06.2006 tarihinde şirketin yetkilisi ve aynı zamanda davalının eşi olan dava dışı ... tarafından davalıya satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır. Davacı, anılan taşınmazın davalıya devrinin muvazaalı olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin fazla olduğunu, davalının alım gücünün bulunmadığı gibi ödediği bedelin kayıtlarda da gözükmediğini, temliki gerçekleştiren şirket yetkilisinin bu şekilde mal kaçırdığını, Borçlar Kanunu'nun 18. maddesi hükmü gereğince aktin geçerli olmadığını ileri sürerek tapunun iptali ile davacı şirket adına tescili istekli eldeki davayı açmış, davalı ise, davacı şirkette daha önceden eski eşi olan ... ile birlikte ortak olduklarını, kendi payını ...'e, ...'in payını ise ...'in eşi olan ...'e devrettiğini, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Gerçekten de, davacı şirketin 26.12.2002 tarihinde kurulduğu ve tamamının 200 pay kabul edilerek 190 payı ...'ye, 10 payı ise ...a'ya aitken, İsmail'in payını 03.11.2003 tarihinde davalıya devrettiği, davalının bu payını, ...'nin ise 90 payını 23.01.2007 tarihinde ...'e aktardıkları, daha sonra davalının eski eşi ... aleyhine 31.07.2009 tarihinde şiddetli geçimsizliğe dayalı olarak boşanma davası açtığı, bu davanın yargılaması sırasında ...'in şirketteki 100 payını da ...'e devrettiği, boşanma davası neticesinde davalı ile ...'nin boşanmalarına karar verildiği ve kararın temyiz edilmeden 10.06.2011 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Bu durumda, çekişme konusu taşınmazın davalıya devredildiği 15.06.2006 tarihinde davacı şirketin hissedarları arasında ...in yer almadıkları, dava konusu taşınmazın şirketin malvarlığından çıkmasından sonra ortak oldukları sabittir.O halde, 2007 yılı ve sonrasında pay satın alan sözkonusu şahısların şirketi devraldıkları tarih itibariyle firmanın mevcut aktifinin nelerden ibaret olduğunu, bu aktifler arasında çekişme konusu taşınmazın bulunmadığını bilerek pay satın aldıkları ve ona göre bir bedel ödedikleri dikkate alındığında şirkete sahip olmalarından önceki dönemde devri gerçekleştirilen çekişme konusu taşınmazın tapu iptal ve tescilini isteyemeyecekleri tartışmasızdır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 02.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.