Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11075 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 7168 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: ÇİVRİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 22/06/2011NUMARASI: 2010/307-2011/314Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, duruşma isteği dava değeri yönünden reddedildi. Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Davacı, 2223 sayılı parselin davalıya satışı konusunda davalı ile anlaşma yapıldığını, ancak taşınmaz dedesi adına kayıtlı olduğu için, intikal ve taksim işlemleri yapılıncaya kadar teminat olarak 2050 parsel sayılı taşınmazın davalıya devredildiğini, bu konuda 13.5.2009 günlü belge düzenlendiğini ileri sürüp, tapuların iptali ile 2050 parsel sayılı taşınmazın adına, 2223 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, 13.5.2009 günlü sözleşmenin geçersiz olduğunu, ayrıca sözleşmede işlemlerin 31.8.2009 tarihine kadar yapılacağının kararlaştırıldığını, ancak bu koşulun yerine getirilmediğini bu nedenle davacıdan almış olduğu taşınmazı iade etmek istemediğini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden 2223 sayılı parselin gerçekten tapuda davacının dedesi adına kayıtlı olduğu 13.5.2009 tarihinde davacının babası Müdayim, davacı ve davalı arasında bir belge düzenlendiği ve davalıya 2223 sayılı parselin satıldığı, ancak tapuda miras bırakan adına kayıtlı olması nedeniyle 31.8.2009 tarihine kadar intikal ve taksim işlemlerinin bitirileceğinin ve anılan taşınmazın davalıya devredileceğinin, ancak teminat olarak davacı Ö.'e ait 2050 parsel sayılı taşınmazın devrinin yapılacağının 2223 sayılı parselin devri yapıldığında 2050 sayılı parselin iade edileceğinin kararlaştırıldığı davacı Ö.'e ait 2050 sayılı parselin 15.3.2009 tarihinde davalıya satış şeklinde temlik edildiği, 2223 sayılı parselin ise intikal ve satış suretiyle dava açılmadan bir gün önce 15.7.2010 tarihinde davacı adına yazıldığı anlaşılmaktadır.İddianın içeriğinden ve ileriye sürülüş biçiminden davada teminat amaçlı temlik yapıldığı iddiasına dayanıldığı açıktır.Bu tür bir iddianın 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca ancak yazılı delille kanıtlanabileceği ve taraflar arasında düzenlenen 13.5.2009 günlü belgelerin de İ.B.K. aradığı anlamda yazılı dedil olduğu kuşkusuzdur.Öte yandan, bu tür sözleşmelerde bir süre kararlaştırılmış olsa bile böyle bir koşul TMK.nun 873 (eski MY.nın 788) ve 949 (eski 863) maddelerinin buyurucu hükümlerine aykırı düşeceğinden geçersiz olup böyle bir süre konulması sözleşme serbestisi ilkesiyle de bağdaşmaz.Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMY.nın 428. maddesi uyarınca 6100 sayılı HMK.nun geçici 3. maddesi yollaması ile BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.