MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/05/2007NUMARASI : 2006/241-2007/214Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 4 sayılı parselin kuru mülkiyetine, davalılardan M...ise intifa hakkına sahip olduğunu, M...ntifa hakkını hukuka aykırı olarak kullandığını, çekişmeli taşınmazın zemin katını diğer davalıların lokanta olarak kiraya verdiğini, anılan davalıların da komşuluk hukukuna aykırı olarak lokanta işlettiklerini, bitişik taşınmazda ikamet ettiğinden rahatsız olduğunu ileri sürerek, davalı Mehmet'in intifa hakkının kaldırılmasını, taşınmazın kayyıma verilmesini, diğer davalıların işyerinin kapatılarak muarazalarının önlenmesini istemiş, Yüksek 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamı üzerine, mahkemece komşuluk hukukuna aykırılıktan muarazanın önlenmesi isteğinin tefrikine karar verilerek, iş bu dosya esasına kaydedilmiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan muarazanın giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, konusu kalmadığından, esasa ilişkin karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 4 parsel sayılı taşınmazın çıplak mülkiyetinin davacıya, intifa hakkının ise, davalılardan M...A...'e ait bulunduğu, M..A... vefatı üzerine, davacının tam mülkiyet sahibi olduğu, 23.05.2006 tarihinde de davacının taşınmazı S.. Şirketine satış suretiyle temlik ettiği, ve mülkiyetin dava aşamasında devredildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği gibi; bir hakka veya bir şeye sahip olan kimsenin tasarruflarında serbest olması gayet doğaldır. Bu kural tasarrufu sınırlayıcı bir durum söz konusu olmadıkça (örneğin bir ihtiyacı tedbir kararı gibi) dava açılmasından sonra da geçerlidir. Bir diğer anlatımla ayrık durumlar hariç, dava sırasında dahi devir ve temlik serbestliği vardır. Bu ilkeyi gözeten HUMK'nun 186. maddesi, ilk davanın açılmasından sonra dava konusunun gerek davacı ve gerekse davalı tarafından bir üçüncü kişiye devir ve temlik edilmesi halinde yapılacak usul işlemi düzenlenmiştir. Olayda, dava konusunun davacı tarafından temliki söz konusudur. HUMK.'nun anılan maddesi (iddia ve savunmanın genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği) kuralının bir ayrıcalığıdır. Yargılama sürerken davalı olan şey veya hak devredilirse, bu devir mevcut davayı etkileyecektir. Bu öyle bir etkidir ki, temlik ile beraber mevcut dava da bir değişikliğe uğrayacaktır. Ancak, bu değişiklik artık yasak (tevsi ya da tebdil) itirazı ile karşılaşmayacaktır. Zira, HUMK.'nun 185.maddesinin 2. bendinin 2. fıkrasında bu değişiklikte hasmın onayına gerek olmadığı açıklanmıştır. Yargıtay yıllardan beri kökleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarında davacının dava konusunun temliki halinde devralan kişinin davalının onayına gerek olmaksızın davacının yerine geçip, onun hak ve yetkilerini kullanacağını açıkça vurgulamıştır.(H.G.K. 22.02.1961 gün 5/20; H.G.K. 29.01.1964 gün, 1/26 E.- 78 K.) Öte yandan mahkemece dava konusunun bir başkasına temliki halinde, bunu kendiliğinden (re'sen) gözetmek ve işlem yapmak durumundadır.Kaldıki, kayıt maliki F...mülkiyeti S.. Havacılık Şirketine devirden sonra, anılan şirket aynı vekil aracılığıyla, davaya girerek, davanın devamını istemiştir.O halde, mahkemenin taşınmazı sonradan edinen S.. Havacılık Şirketinin davada sıfatının kalmayacağı yönündeki kabulünün yasal olduğu söylenemez.Diğer taraftan, mahkemece mahallinde keşfen uygulama yapılmaksızın, önceden keşifte yer alan bilirkişilerin yeniden görevlendirilmek suretiyle ek rapor alınması ve buna bağlı kalınarak da, karar ittihazına yer bulunmadığına şeklinde karar verilmiş olması da isabetsizdir.Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanan toplanacak delillerin değerlendirilmesi, özellikle yerinde keşif yapılmak suretiyle zarar verici olguların mevcut olup olmadığının saptanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu özere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.