Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11014 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 8400 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: BESNİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 06/10/2005NUMARASI: 2003/174-265Taraflar arasında görülen davada;Davacı, yaklaşık 145 dönüm miktarındaki çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında ham toprak olarak tesbit ve tescil dışı bırakıldığını,daha sonra tarımsal alan haline getirildiğini ileri sürerek,3402 Sayılı Yasanın 18. maddasi uyarınca Hazine adına tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı,kesin hüküm bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece,kesin hükme konu yapılan taşınmazın dava konusu tescili istenen taşınmazla aynı yer olup olmadığı hususunda taşınmazın başında uygulama ve araştırma yapılması,sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden söz edilerek bozulmuş,mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi 'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, 3402 Sayılı Yasanın 18. maddesine göre tescil isteğine ilişkindir.Kesin hükmün varlığından bahisle önceden verilen kararın bozulmasına ilişkin Daire kararında kesin hükme konu edilen tescil ilamına değer verilmesi gerektiği,ancak bu ilam kapsamının zeminde belirlenmesinin zorunlu bulunulduğuna değinilmiştir.Bozma uyarınca,yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 11.5.2004 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde dava konusu edilen taşınmazın (A,B,C,D) bölümlerini içerdiği, bu bölümlerden (A) harfiyle işaretli yerin davalı adına tescil ilamına konu edildiği,bu ilamın kesinleştiği anlaşılmaktadır.Bu durumda krokide (A) harfiyle işaretli bölüm bakımından kesin hükmün varlığı,anılan kararın Hazinenin taraf olduğu tescil davası sonucu kesinleştiği sabittir.Öyle ise,taşınmazın bu bölümüne ilişkin davanın reddedilmiş olması doğrudur.Ne var ki, (B,C,D) işaretli olup, tescil ilamı kapsamı dışındaki bölümlerin tarım arazisi niteliği taşıdığı,Hazine adına tesciline karar verilmesinde Hazinenin yararı bulunduğu tartışmasızdır.Hal böyle olunca, 11.5.2004 tarihli krokide (B,C,D) harfleriyle işaretli bölümler bakımından,3402 Sayılı Yasanın 18. maddesi koşullarının Hazine yararına gerçekleştiği benimsenerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken,reddedilmiş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları bu nedenle yerdindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,13.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.