Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1101 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 41 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : KEŞAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/06/2006NUMARASI : 2004/115-2006/172Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine, dava konusu 1416 parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı olduğunu, mükerrer kadastroya tabi tutularak 549 parsel olarak davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek 549 parselin mükerrer tespit edilen kısmının iptal edilerek hazine adına tescili isteğinde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, 1416 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 549 parselden önce kesinleştiği, 549 parselin tespitinin 3050 m2’lik kısmının 1416 parselle çakıştığı gerekçesiyle davanın kabulü ile bu kısmın tapusunun iptaliyle yeni parsel numarası altında mera vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiştir.Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. ....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacı hazineye ait dava konusu .... Köyünde bulunan 1416 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 6.11.1974 tarihinde yapıldığı itiraz edilmeksizin kadastro tespitinin 11.3.1975 tarihinde kesinleştiği, davalılara ait Yeniçiftlik köyünde bulunan 549 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 14.6.1968 tarihinde yapıldığı, tespite itiraz davası sonucu Keşan Kadastro Mahkemesinde açılan 22.6.1999 tarih 1971/376 Esas,1999/12 sayılı kararı ile derecattan geçerek 25.6.2002 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.Davacı hazine maliki olduğu 1416 parselin mükerrer kadastroya tabi tutularak davalılara ait 549 parsele dahil edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Bilindiği üzere,3402 Sayılı Yasanın 22/1 maddesi “ evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu ya da tapulaması yapılmış yerin yeniden kadastrosu yapılamaz.Bu gibi yerler ikinci bir kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır” hükmünü getirmiştir.Böylesi bir durumda ise mükerrer olarak oluşturulan hangi sicil kaydına değer verilmesi gerektiği önem ifade eder.O halde , yukarıda değinilen yasal düzenleme ve sapma gösterilmeksizin gerçekleştirilen ve uygulamada benimsenen ilke gereğince tutanağı önce tanzim edilen sicil kaydının yasal açıdan korunacağı tartışmasızdır.Somut olayda, davalılara ait 549 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin davacı hazineye ait 1416 parsel sayılı taşınmazdan önce yapıldığı açıktır.Bu durumda davacı hazineye ait taşınmazın kadastrosunun mükerrer olduğunun kabulü gerekir Hal böyle olunca, davalılara ait taşınmazın kadastro tespit tarihinin önce olduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.