Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10983 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7882 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: İSKENDERUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 18/10/2012NUMARASI: 2009/156-2012/276Davacı, tarafından davalılar aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılamasında mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından süresinde temyizi üzerine dosya ve Tetkik Hakimi ..raporu incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, ikrah hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 5201 parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu bağımsız bölümün davacı M.. tarafından dava dışı F.A..'a 15.03.2005 tarihinde, F..'in de davalı G.N..'e 26.06.2008 tarihinde, onunda davalı A..e 31.07.2008 tarihinde satış yoluyla devredildiği anlaşılmaktadır. Davacı, davaya konu taşınmazı dava dışı F..'e kredi çekmek amacıyla devrettiğini, daha sonra kardeşinin borçlarından dolayı tehdit edildiğinden dolayı taşınmazın davalı G. N..'e temlik edildiğini, G. N..'in de muvazaalı olanak diğer davalı A..'e devrettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, her ne kadar davacının taşınmazını dava dışı F. A..'a satış suretiyle devrettiği ve satışın geçerli olup,kendi muvazaasına dayanamayacağı ve dava açma ehliyeti bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmişse de, dava dışı F..'e yapılan temlikin inançlı işleme dayalı olduğu tanık olarak dinlenilen F. A..'ın beyanları ve dosya kapsamı ile sabittir. O halde davacının dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesinin isabetli olduğu söylenemez.Bilindiği üzere; bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. Borçlar Kanunun 30.(6098 Sayılı Yasanın 38.m) maddelerinde belirtildiği üzere ikrahtan söz edilebilmesi için tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması,ikraha maruz kalanın subjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir. Hemen belirtmek gerekir ki iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabilir. Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için yerine getirilen edim ayni bir istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir. Hal böyle olunca, davacı eldeki davada ikrah hukuksal nedenine dayandığına göre, işin esasına girilerek yukarıdaki ilkeler çerçevesinde inceleme yapılarak, dava dışı F..'den davalı G. N..'e yapılan temlikin ikrah hukuksal nedenine dayalı olup olmadığının araştırılması, toplanılan ve toplanacak taraf delillerinin ve açılan ceza davalarının bu yönde değerlendirilmesi, G. N..'e yapılan temlikin ikrah hukuksal nedenine dayalı olduğu saptandığı takdirde, davalı A..'in de iyiniyetli olup olmadığının araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.