MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/12/2011NUMARASI : 2009/332-2011/405Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, imar parseline el atmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 31147 ada 5 parsel sayılı taşınmazda davacılar Ş.,S.. ve A..'nin paydaş iken yargılama sırasında Ş..'in payını dava dışı E.. K..'a onunda müdahil davacı Ö..'e sattığı, komşu 4 nolu parselde ise davalılar A. Ş.. ile N. Ş.. ve dava dışı R. Ö..'in paydaş oldukları her iki taşınmazında imar uygulaması neticesinde oluştukları anlaşılmaktadır. Davacılar, 31147 ada 5 nolu parsele komşu 4 nolu parseldeki yapının taşkın olduğunu ileri sürerek, el atmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil istemiyle eldeki davayı açmışlardır.Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz'ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684.maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Nevarki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır. Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 298l sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir. Gerçekten bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur. Öyle ise, Mahkemece, tecavüzlü durumun imar uygulaması sonucu oluştuğu gözetilmek suretiyle ecrimisil isteminin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacılar ve katılan davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davalıların temyiz itirazlarına gelince; davada yıkım isteği de bulunmakta olup, bilindiği üzere; arzın mütemmim cüz'ü (bütünleyici parçası) oldukları anlaşılan muhtesatların, zeminin mülkiyetine tabi olmaları nedeniyle (TMK 684.mad.) yıkım istekli davalarda, davanın binanın ana nüvesinin üzerinde bulunduğu taşınmazın tüm maliklerine yöneltilmesi zorunludur.O halde, davada yer almayan 31147 ada 4 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından olan R. Ö..'e husumet tevcih edilmesi, taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekmektedir.Davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.