MAHKEMESİ : AFYONKARAHİSAR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/06/2013NUMARASI : 2012/490-2013/282Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazların tamamının davalı adına kayıtlı iken davacının İhsaniye Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/180 esasında açtığı dava sonucunda taşınmazların 1/3 payının davacı adına tesciline karar verildiği, hükmün 22.05.2012 tarihinde kesinleşmesi üzerine anılan payların 28.05.2012 tarihinde davacı adına tapuda tescil edildiği, halen taşınmazların 1/3 payının davacı, 2/3 payının ise davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Davacı, 20 yıldan uzun süredir taşınmazların haksız bir şekilde davalının tasarrufunda bulunduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesi ve ecrimisil isteyebilir. Ancak, kural olarak intifadan men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğini davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Somut olayda ise davalı;davacının kendisinde son 5 yıl için hakkının bulunduğunu kabul ederek, açılan davaya kısmen itiraz ettiğini bildirmiştir. Ayrıca, taşınmazların kıraç ve verimsiz olduğunu, bir yıl ekilip, sonraki yıl nadasa bırakıldığını belirterek, ecrimisilin hesabı sırasında bu hususların nazara alınmasını savunmuştur.Hemen belirtmek gerekir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yukarıda açıklanan ilke ve esaslara uygun olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece davalının savunması üzerinde durularak, tarım müdürlüğünden getirtilecek verilere göre bilirkişilerden yukarıda açıklanan esasları içerir şekilde yeniden rapor alınması, bu arada tarım arazisi niteliğindeki taşınmazların nadasa bırakılıp bırakılmadığının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre ( temyiz edenin sıfatı ve kazanılmış hak kuralı da gözetilerek ) bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.